Dönemimizde boşanma oranları epey artış gösterdi. Çok çok kalabalık bir sülaleye sahip olduğum için bir çok gözlemim de oldu.
Öncelikle okumaktan kasıt okulsa, okul okumanın insanların kültürlü olup olmadığını belirlediği günler sokaklarda ütmeli taso oynandığı zamanlardan daha eskide kaldı. Artık ne lise ne üniversite mezunu olmak kültürlü olmak hakkında herhangi bir şey ifade etmiyor.
İşin maddi kısmı ile ilişki kurmamışsınız, erkeği iş sahibi olarak tanımlamışsınız demek ki okul okumaktan alacağı bir şey yok. Üniversitelerin kazandıracağı sosyal çevre? Üniversitelerin çok azı bu konuda bir işe yarasa dahi artık sosyal medya ile herkez kendi mezhebine göre bir çevre edinebilir.
Sadece kültürlü olup olmama üzerine konuşursak, halkımız şekilcidir. Ayrımcılık çoğunlukla maddi durum, siyasi görüş, dini görüş, nereli veya kimlerden olduğun üzerinden şekillenir. Bunlardaki fark birinin diğerini sindirmesi ile sonuçlanırsa evlilik uzun diğer türlü genelde kısa sürüyor. Kültürel seviye farkı? Ben bunun umursandığına şahit olmadım. Genelde gördüğüm çiftlerden biri diğerinden kültür seviyesi bakımından net üstündü. Tarih boyunca da pek çok prensesin dağdan inme güçlü adamlarla evlendirildiğini düşünürsek... Yani oluyor gibi :D Kültür farkı = kültür seviyesi farkı olmadığını belirtmek istiyorum. Kültür farkı dediğiniz başka bir şeydir ve çok etkilidir. Şu ''kimlerdensin'' mevzusundan bahsediyorum. Sadece aile değil tüm çevre buna dahildir. Evlenmeden önce tölerans seviyelerinin iyi ölçülmesi gerekiyor. En çok ayrılık bu konuda gerçekleşiyor. Tabi bunlar benim gözlemlerim.
156 görüntülenme