Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Semy Clerk
Semy Clerk
38K UP
Üye
9

Okulda öğretilen bunca yanlış bilgiye rağmen neden okulun hâlâ iyi bir yer olduğunu savunuyorlar?

Geçenlerde "beynimizin %5-10'unu kullanıyoruz" zırvalığının gerçekliğini savunan bir öğretmen vardı, beni şaşırtan bunu savunması değil onun matematik hocası olmasıydı. Bunun dışında 1 ay önce eklediğim elektriğin akım yönüne benzer saçmalıklar ve geri kafalılık eserleri var -baskı ve dayatma da bunun cabası-. Neden?
1,796 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Yusuf Ocak
Yusuf Ocak
7K UP
Sistemle cebelleşmiş olan bir öğrenciyim.

Eğitim-ögretim sistemi üzerine çokça düşünmüş, sistem ile ilgili uyum sağlayamamış, çatışmış biri olarak bu konuda söyleyeceklerim var! Yukarda bahsettiğiniz durumun temel sebebi, Türkiye özelinde, eğitim-öğretimin bilimden hayli uzak oluşu ve eğitim-öğretimin (en azından üniversite düzeyine kadar, çoğunlukla) amaçtan çok salt bir araca dönüşmüş olması. Sistemik birtakım başka problemler de cabası; örneğin Türk eğitim-öğretim sistemine yapıl(a)mayan finansal yatırımlar, aynı zamanda yapılan ideolojik yatırımlar, sistemin bu kadar yüksek bir genç nüfusu kaldıramaması, öğretmen kalitesi ve niceleri... Elbette, yukarda açtığınız bahis ile en çok ilişiği olan durum öğretmen kalitesi.

Türkiye'de "öğretmenlik" mesleği maddi anlamda da sosyal statü anlamında da ortalamanın altında bir konumda (unun da nedenleri anlatılabilir fakat burada girmeye lüzum yok). Dolayısıyla bu mesleği icra ettiğini zannedenlerle dolu kurumlar. Öğretmenler niteliksiz, belirli bir müfredatı biliyorlar ve yıllar bu boyu müfredatı takip ediyorlar, ezbere anlatıyorlar. Yıllar yıllar aynı (belki benzer) şeyleri anlatan "öğretmenler" sürekli değişen (güncellenen) yeni bilgileri takip edemiyorlar. Haberdar dâhi değiller. En nihayetinde aynı müfredatı öğrenen becerikli bir öğrenciden -bilgi düzeyi anlamında- farkları kalmıyor. Bu şekilde, ezbere devam ediyorlar. Kimileri güncel bilgiden haberdar olsa da, bu bilginin müfredata girmesi yıllar (20-30 yıllık örnekler mevcut) alıyor. En nihayetinde, bilinçli öğretmenler de müfredat dışına çıkmak istemiyorlar ve yanlışı, eksiği öğretilmeye devam ediliyor. Çünkü öğretmen düşünüyor ki; bu bilgi müfredatta yok, o halde öğrencinin bu bilgiye ihtiyacı yoktur çünkü herhangi bir "sınav"da karşısına çıkmayacaktır. İşte tam bu noktada, eğitim-öğretim dediğimizin nasıl bir amaçtan ziyade salt bir ölçme aracına dönüştüğünü görüyoruz. Bilgiler bilgilenmek için değil de, sınavlar için var. Bilgiler bilimde değil de, bir iki sınav kağıdında. Eğitim-öğretimin kendisi amaç olmalıdır fakat hal böyle değil. Bilgi var, öğrenilir (ezberlenir); sınavda kullanılır, unutulur. Bu bilgi dediğimizi tamamen anlamsız kılmıyor mu? Sonuç olarak da bilginin doğruluğu önemsiz kalıyor; çünkü o bilginin yanlış ya da eksik olması mesele değil, o bilgi tamamen anlamsız, o bilgi, bilgi değil. Durum buna varınca, öğretmen de öğrenci de sistem de o bilginin anlamlılığını umursamıyor çünkü o bilgi sadece bir ölçme aracından ibaret ve o bilgi deneyimlenmiyor. Bilginin deneyimlenmesinden kastım şudur: Bir şeyi sadece okumak var, bir de okuduğunu deney ve gözlem aracılığıyla deneyimlemek var. Hatta belli yönlendirmelerle o bilgiyi kendi kendine üretmek var. Bilim de bu şekilde işlemez mi? Eğitim-öğretim neden bu şekilde işleyemesin? Coğrafyada isimlerini bildiğimiz onca kayayı neden kendimiz arayıp bulmayalım? Kimyada gördüğümüz onca çözeltiyi neden biz hazırlamayalım? Elimizdeki bilgilerle, matematiksel bir durumu neden ben ya da sen formülleştirmeyesin? Neden? Çünkü mesele öğrenmek değil, mesele sınavda yapabilmek. Bilimden çok uzağız. Öğrenci diyor ki, çok saçma. Olağan bunu demesi. Bir "bilim dersi" olmazsa, kimse okullarda bilimin ne olduğunu bilmezse anlatılanlar elbetteki çok saçmadır. Aslında çok da zevkli olan felsefe "dersleştirilirse" çok saçmadır. Felsefe dediğimizin kendisine ters lan onca felsefi görüşün "ezberlenmesi". Sonuç olarak, bahsedilen durumun temel sebebi, eğitim-öğretimin "bilim"den uzak oluşu, araçsallaştırılması ve öğretmenlerin yetersizliği.

Tüm Reklamları Kapat

729 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
İlkin Qurbanov
İlkin Qurbanov
1,274 UP
Amatör olarak psikoloji ve sosyolojiyle ilgileniyorum.

Sorunuzu iki başlık altında değerlendirmek istiyorum. Birincisi eğitim sisteminin durumu, ikincisi ise okulun neden güzel bir yer olduğunun savunulması.

Bu konu aslında sadece okul ile ilgili bir sıkıntı değil. Anlatımımda acemiliğimi mazur görün lütfen, olabildiğince kapsayıc bir biçimde anlatmak istiyorum. Okul genel olarak insan kaynaklı bir sektör olduğu için mevcut olduğu bölgedeki sosyo-ekonomik düzey, sosyolojisi ve öğretmenlerin psikolojisi ciddi etmenler olabilmektedir. Geçim sıkıntıları yaşayan, bulunduğu sosyal çevre toplum normlarının dışında olan bir kimse fabrika işçisiyken ve örnek olarak ayakkabı üretirken üretkenliğindeki düşüş çok göze batmıyorken insan kaynaklı sektörlerde bu tarz etkenler ciddi yan etkiler doğurabilmektedir. Bu nedenden dolayı sadece okul sisteminin değiştirilmesi maalesef olaylar üzerinde beklenen etkiyi sağlayamayacaktır. Beklenen etki ciddi sosyal değişimler sonucunda doğabilir. Örn: Aşırı dindar bir bölgede eğitim sistemine ekleyeceğiniz evrim teorisi öğretmenler tarafından kabul görmeyecek, öğretmenler bunu es geçecek ve ya yanlış olduğunu söyleyecektir.

Tüm Reklamları Kapat

Bunun dışında bütün bunlara rağmen okulun güzel bir yer olmadığını söylemek çok mümkün değildir çünkü okul sadece öğretmenlerden ibaret değildir.

Yapılan araştırmalar, okulun gerek sosyal yaşam gerek problem çözme yeteneği üzerinde genellikle pozitif etkiler gösterdiğini, olduğu bölgeye oranda eğitim düzeyinin refah üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu, okula giden kişilerle gitmeyen kişiler arasındaki arkadaş ve eş seçimlerinin dahi farklı olduğunu kanıtlar niteliktedir.

18 yaşın altındaki bir bireyin yaşıtlarıyla sosyalleşebileceği ve ya problem çözme yeteneğini geliştirebileceği yerler kısıtlıdır ki bu döneme kadar edindiğimiz arkadaşların büyük bir kısmı yine okuldandır.

168 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Economic and Social Research Council. The Wellbeing Effect Of Education. (12 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 12 Aralık 2021. Alındığı Yer: https://esrc.ukri.org/ | Arşiv Bağlantısı
  2. Economic and Social Research Council. Identity, Socioeconomic Status And Well-Being. (12 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 12 Aralık 2021. Alındığı Yer: http://sites.cardiff.ac.uk/ | Arşiv Bağlantısı
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close