Günümüzde ciğerlerimize çektiğimiz atmosferin %20.9 civarı oksijenden oluşur ve bu oksijen, oksijenli solunum dediğimiz biyokimyasal süreçten geçerek besinlerin parçalanmasında kullanılır - ki bu besinler de, vücudumuzun her bir parçasını inşa etmek, korumak, tamir etmek ve büyümek için gerekli enerji kaynağımızdır.
Havadaki oksijen oranı, hücrelerimizde işleyen biyokimyasal süreçlerin verimliliği, hızı ve evrimsel niteliklerini doğrudan etkilemektedir. Çünkü oksijen, en nihayetinde vücudumuzda bulunan (ve diğer tüm hayvanların da vücudunda bulunan) çeşitli maddelere (örneğin hemoglobine) bağlanarak hücrelere taşınır ve oralarda kullanılır. Eğer atmosferik oksijen daha yüksekse, daha fazla oksijen bağlayıcı kimyasal kullanarak bu oksijene olan erişiminizi, günümüzdeki maksimuma göre daha da fazla arttırabilirsiniz. Bu da, hücrelerinizin çok daha fazla enerji üretebilecek şekilde evrimleşmesini tetikleyebilir ve bu sayede, çok daha iri vücutlar geliştirmek mümkün olur.
Yani kısaca: Oksijen ne kadar fazla olursa canlılar o kadar kolay ve daha çok enerji üretiyor ve bu durum bazı çevresel şartlar ile birlikte irilerin avantajlı olmasına ve popülasyonda nesiller geçtikçe irileşmeye neden oluyor.
Kaynaklar
- A. Ergül, et al. Dinozorlar Neden O Kadar Büyüktü? Akıl Almaz Boyutlara Nasıl Erişebildiler Ve Neden Şu Anda Bu Kadar Büyük Hayvanlar Yaşamıyor?. (8 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 13 Aralık 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı