Buradaki en kritik nokta şu: Yapay zekanın varlığı artık hayatın bir gerçekliği; dolayısıyla tekil öğrencileri suçlamak (veya tekil öğrencilerin ödevlerindeki yapay zeka kullanımını avlamak) yerine eğitim sistemine yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor. Bu, belki yazılı ödevler yerine sözlü sayısının arttırmayı gerektirecek, belki öğrencilerin bir konuyu anlamasını ödevle sağlamak yerine sınıfta katılım yoluyla sağlamak gerekecek. Ama öyle veya böyle, öğrenciler kendi başlarına bırakıldıklarında yapay zeka kullanacaklar, bunun artık kaçarı yok.
Daha fenası, yapay zekayı tespit etmekte kullandığınızı söylediğiniz araçlar muhtemelen çalışmıyorlar. Bakın, ChatGPT'nin üreticisi olan OpenAI'ın bu konuda söylediklerine kulak verelim:
Yapay Zeka Dedektörleri İşe Yarıyor mu?
- Kısa cevap: Hayır, bizim deneyimlerimize göre değil. Dedektörlerle ilgili araştırmamız, eğitimcilerin öğrenciler hakkında potansiyel olarak kalıcı sonuçlar doğurabilecek yargılarda bulunabilecekleri göz önüne alındığında, bu araçların yeterince güvenilir olduklarını göstermiyor. Diğer geliştiriciler tespit araçları yayınlamış olsa da, bunların isabetliliği hakkında yorum yapmak zor.
- Ayrıca ChatGPT, hangi içeriğin yapay zeka tarafından üretilmiş olabileceği konusunda hiçbir "bilgiye" sahip değildir. Eğer ona "Bu [kompozisyonu] sen mi yazdın?" veya "Bu yazı YZ tarafından yazılmış olabilir mi?" gibi sorular soracak olursanız, size cevaplar uyduracaktır. Bu yanıtlar rastgeledir ve gerçekte hiçbir dayanağı yoktur.
- Dedektörlerin eksikliklerine ilişkin araştırmamızı detaylandırmak gerekirse, temel bulgularımızdan biri, bu araçların bazen açıkça insanlar tarafından yazılmış içeriklerin yapay zeka tarafından oluşturulduğunu öne sürmesiydi.
- OpenAI olarak yapay zeka tarafından üretilen bir içerik dedektörünü eğitmeye çalıştığımızda, Shakespeare'in eserleri ve Bağımsızlık Bildirgesi gibi kesinlikle insanlar tarafından yazılmış olan metinleri yapay zeka tarafından üretilmiş olarak etiketlediğini gördük.
- Ayrıca, İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenmiş veya öğrenmekte olan öğrencileri ve yazıları özellikle kalıplaşmış veya özlü olan öğrencileri orantısız bir şekilde etkileyebileceğine dair göstergeler de vardı.
- Bu araçlar yapay zeka tarafından oluşturulan içeriği doğru bir şekilde tespit edebilseydi bile (ki henüz edemiyorlar), öğrenciler çok küçük düzenlemeler yaparak bu tespiti de aşmayı başarabilirlerdi.
Bu Durumda Ne Yapacağız?
Bununla birlikte, başkalarının yararlı bulduğu bazı yaklaşımlar vardır:
Bazı öğretmenlerin faydalı bulduğu bir teknik, öğrencileri ChatGPT'den belirli konuşmaları paylaşmaya teşvik etmektir (talimatlar burada). Bunun birçok faydası olabilir:
- Çalışmalarını göstermek ve biçimlendirici değerlendirme:
- Eğitimciler, eleştirel düşünme ve problem çözme yaklaşımlarını gözlemlemek için ChatGPT ile öğrenci etkileşimlerini analiz edebilir.
- Paylaşılan bağlantılar, öğrencilerin birbirlerinin çalışmalarını gözden geçirmelerini sağlayarak işbirlikçi bir ortamı teşvik edebilir.
- Öğrenciler yapay zeka ile yaptıkları konuşmaların kaydını tutarak zaman içindeki ilerlemelerini yansıtabilirler. Soru sorma, yanıtları analiz etme ve bilgileri entegre etme becerilerinin nasıl geliştiğini görebilirler. Öğretmenler de bu kayıtları kişiselleştirilmiş geri bildirim sağlamak ve bireysel gelişimi desteklemek için kullanabilir.
- Bilgi ve yapay zeka okuryazarlığı:
- Öğrenciler yapay zeka ile etkileşim kurma becerilerini ve yapay zeka sistemlerinin eksikliklerini anladıklarını gösterebilirler. Eğitimciler, sorulan soruların kalitesini, elde edilen bilgilerin uygunluğunu ve öğrencinin bu bilgilerdeki olası önyargıları sorgulamayı, iki kez kontrol etmeyi ve dikkate almayı ne kadar iyi anladığını değerlendirebilir.
- ChatGPT gibi yapay zeka araçlarının kullanımının yaygın olduğu bir gelecek öngörüyoruz. Sorumlu kullanımı teşvik etmek, öğrencilerin farklı bağlamlarda YZ'den yararlanmalarının beklenebileceği bir geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olur.
- Hesap verebilirlik: Etkileşimlerin modelle paylaşılması, öğrencilerin çalışmalarında yapay zekayı kullanma biçimlerinden sorumlu tutulmalarını sağlar. Eğitimciler, öğrencilerin sadece cevapları kopyalamak yerine araçla sorumlu ve anlamlı bir şekilde etkileşime girdiklerini doğrulayabilir.
Her Öğretmen ve Okul Kendi Yolunu Bulmak Zorunda!
Görüleceği üzere, bunlar faydalı olabilecek öneriler olsa da oldukça ham ve uygulaması pek de kolay olmayabilecek öneriler. Gerçekten de birçok okul bölgesi ve yükseköğretim kurumu, akademik dürüstlük politikalarında henüz üretken yapay zekayı hesaba katmıyorlar ve nasıl katacaklarını da bilmiyorlar. Buna bağlı olarak öğrenciler, bu araçları kullanmalarına rağmen bunlardan faydalandıklarını öğretmenlerine bildirmiyorlar.
Bu alanda ne kadar kaynak ve içgörü sağlanırsa sağlansın, sonuçta her kurumun bu sorunları kendi eğitimcileri ve öğrencileri için anlamlı olan bir şekilde ve bir zaman çizelgesinde nasıl ele alacağına karar verecekler. Yapay zekanın bir yere gittiği yok, dolayısıyla öyle veya böyle artık vaziyet almak gerekiyor.
176 görüntülenme