Evrenin en tuhaf saklambaç oyununu oynayan iki yapısı: nötron yıldızları ve kara delikler. Düşünün, bunlar bir yıldızın ölürken geride bıraktığı son "sürprizler." Yıldızınız önce ölüyor, sonra "Sana iki hediye bırakıyorum: biri aşırı yoğun bir kalıntı, diğeri ise görünmezlik peleriniyle kaplanmış bir uzay-zaman canavarı," diyor. Bizse hâlâ kara deliklerin bir kara kutudan fazlası olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz.
Nötron yıldızları da kara delikler de aslında benzer bir hikâyeden çıkıyor. Büyük bir yıldız süpernova patlamasıyla ömrünü tamamladığında, arkasında aşırı yoğun bir çekirdek bırakır. Eğer bu kalıntı yeterince büyükse, çekim kuvveti kendini bir kara deliğe dönüştürecek kadar çökebilir. Daha küçük kütleli kalıntılar ise nötron yıldızlarına dönüşür. Nötron yıldızlarının yüzeyinde atomlar artık bildiğiniz gibi değildir; protonlar ve elektronlar "Bunu birlikte yapabiliriz!" diyerek nötronlara dönüşür. Ve hop! Evrenin en manyetik, en yoğun, en hızlı dönen yapılarından birini elde etmiş olursunuz.
Ancak kara delikler ve nötron yıldızları arasında çok ilginç paralellikler var. Nötron yıldızlarının manyetik alanları kutuplarından enerji yaymalarına neden olurken (düşünün, adeta kozmik bir deniz feneri gibi yanıp sönerler), kara deliklerde olay ufkunun ötesine geçemediğimiz için "acaba onlar da mı kutuplarından ışıma yapıyor?" sorusunu sormadan edemiyoruz. Belki de kara delikler tıpkı nötron yıldızları gibi dönüyor ama etraflarına yayılan radyasyonu algılayamıyoruz. Uzayda ne kadar gözümüzü kısıp baksak da, olay ufku bu bilgiyi bizden saklıyor.
Nötron yıldızları ve kara delikler arasında bir başka benzerlik, kütleçekim kuvvetiyle şekillenen yoğunlukları. Ancak burada kara delikler bir adım önde: onların yoğunluğu, fizik kurallarını kıracak kadar absürt bir seviyede olabilir. Nötron yıldızları zaten "çay kaşığı kadarı milyarlarca ton" gibi kafayı yedirten bir yoğunluğa sahip. Ama kara delikler? "Biz o yoğunluk skalasını aştık" diyor.
Bu iki yapının davranışlarını tam anlamıyla çözebilmek için, astrofizik ve genel görelilik arasında bir nevi arabulucu olan kuantum fiziğini devreye sokmamız gerekiyor. Kuantum mekaniği kara deliklerin olay ufkunda neler olduğunu anlamamızı sağlayabilir, ama henüz elimizde birleşik bir teori yok. Peki ya nötron yıldızları? Onlar hâlâ kendi manyetik alan danslarını yapıyor, pulsarlar şeklinde yanıp sönüyor ve bize evrenin sırlarını fısıldıyor.
Carl Sagan der ki, "Evren, bilmenin heyecanını duyanlarla doludur." Nötron yıldızları ve kara delikler de bu heyecanın doruk noktasıdır. Belki kara deliklerin içini asla göremeyeceğiz, ama bu onları anlamak için daha çok çabalayacağımız anlamına gelir. Belki de nötron yıldızları kara deliklerin bize görünür yüzüdür. Kim bilir?[1][2][3][4][5]