Bilimsel yöntem, gözlemlenebilir, ölçülebilir ve tekrarlanabilir verilere dayanarak nesnel gerçekleri ortaya çıkarmayı amaçlar. Bu yöntemle, evrenin belirli yasalarına ilişkin nesnel hakikatler ortaya konulabilir. Örneğin, yerçekimi yasası her yerde geçerlidir ve bu bağlamda bir nesnel hakikat olarak kabul edilir. Ancak, bilim bile tamamen nesnel olmaktan uzaktır çünkü insan gözlemcilerin, teorilerin ve araçların sınırlılıkları vardır. Ayrıca, bilim kendi doğası gereği sürekli gelişen ve kendini güncelleyen bir süreçtir, bu nedenle bugün kabul edilen bir hakikat yarın yeni bulgular ışığında değişebilir. Felsefede ise, özellikle postmodern düşünce, herhangi bir nesnel hakikatin varlığını sorgular ve gerçekliğin bireyin algılarına göre değişebileceğini öne sürer. Bu bakış açısına göre, "nesnel hakikat" bir illüzyondan ibaret olabilir. Sonuç olarak, bilim nesnel hakikatleri ortaya çıkarmak için en iyi araçlardan biri olsa da, bilginin doğası gereği her zaman belirli bir belirsizlik içerir. İnsan deneyimi ve algıları da gerçeklik anlayışımızı etkiler, bu yüzden tamamen nesnel bir hakikat kavramı, bilimsel açıdan bile, açık bir şekilde tanımlanması ve kabul edilmesi zor bir kavramdır.