Her şey Bing-Bang (Büyük Patlama) ile başladı…
Neden sonuç ilişkisini ve zorunluluğunu kavramak için en baştaki nedenselliğe kadar gitmemiz ve sürecin seyrini başlatmamız lazım.
Bing-Bang olarak bilinen büyük patlama ile birlikte Evrenin maddi temelli doğumu gerçekleşti. Enerjiden madde açığa çıktı. Bugün evrene içkin maddi temelli ne varsa işte o gün yolculuğuna başladı. Bu yolculuk, evrenin ısıl ölümüne kadar sürecek bir yolculuk.
Isıl ölüm, enerjinin artık madde üretemeyecek denli evrene dağılışının son sonucu olacak.
Dolayısı ile şu an elimizde Bing-Bang ile başlayan maddi bir süreç, yani ilksel neden ve ısıl ölümle son bulacak, maddenin yolculuğunun sona erdiğine delalet edecek son bir sonuç var.
İşte bu iki şey arasında yer alan tüm süreçlerde evrenin varlığını sürdürebilme koşulu olan hareket başat rol oynar. Yıldızların, gezegenlerin, kara deliklerin, galaksilerin ve bunlara içkin her şeyin doğumu ve ölümünü kapsayan hareket.
Hareketin olduğu yerde etki tepki, etki tepkinin olduğu yerde ise en genel tanımı ile devinim (değişim-dönüşüm-evrim) kaçınılmaz. Devinim kaçınılmaz ise (değişmeyen tek şey değişim) , her değişimi tetikleyecek en az bir öncül (neden) ve her değişimin etkileyeceği en az bir soncul (sonuç) olmak zorundadır. Ve aynı zamanda her bir önceki durumdan etkilenip bir öncekinin sonucu olan, aynı zamanda bir sonrakini etkileyip bir sonrakinin de nedeni olmak zorundadır. Yani zamana bağlı olarak maddi temelli her şey hem neden hem de sonuçtur. Bu ilişki zorunlu ve ardışık bir ilişkidir. Bing-bang ile başlayıp ısıl ölüm ile sona erecek bir ilişki.
Bu genel gerekçe ve tanımlamadan maddi temelli dünyamız ve ona içkin hiçbir şey azade değildir. Aynı evrenin yasaları aynı şekilde işleyecektir.
Dünyamızda da maddi ve buna dayalı (hareketi zorunlu kılan) soyut addedebileceğimiz her şey aynı yasaya tabidir. Hareket, devinim, neden-sonuç…
Neden sonuç ilişkisi olay ve olgular arasındaki sürekli- kesintisiz bağı gerek evrenin devinimine gerekse doğanın evrimine de dayanak olacak şekilde hem bilmemize vesile olur hem de tersinden temel mantık hatalarına düşmemize engel olur. (sonuçtan nedene gitme gibi)
Kısacası her olay veya olguyu olay veya olgu yapan öncül süreçlerin zorunlu varlığının ve bu olay veya olguların yeni olay ve olgulara vesile olacağının kabulüne dayanır.
Fakat bu kabul öyle biz istedik diye değil ölçülebildiği, gözlemlenebildiği ve somut olarak kanıtlanabildiği için sadece şahit olunan bir kabuldür.
Buna göre nedensellik olmadan evrenin dayandığı temel varoluşsal zorunluluk olan hareket olamaz.
Harekete içkin her şeyin öncül bir nedeni ve yeniye gebe bir sonucu vardır. Her neden bir önceki nedenin sonucu ve her sonuç bir sonraki sonucun nedenidir.
Bu zorunluluk evrenin genelinde bugüne kadar sadece atom altı parçacıklarından hareketine yönelik olarak henüz doğrulanamamış ancak onun dışında kalan her alanda nedensellik ilkesi başat ilke olarak varlığını sürdürmektedir. Yani bunun aksi olan olasılıkçı durum sadece atom altı parçacıkların hareketi ile sınırlıdır ve henüz tamamlanmış bir süreç de değildir.
Nedensellik kısaca her olay ve olgunun en az bir nedeninin ve en az bir sonucunun olacağının somut durumudur .
Dolayısı ile aralarında doğrudan bir bağ vardır ve bu bağ hareketin olduğu her yerde zorunludur (atom altı parçacıklar hariç).
Örneğin bu sorunuz bu açıklamaya vesile olmuştur. Dolayısı ile soru bir neden cevap bir sonuçtur. Fakat aynı zamanda bu soruyu sormanıza vesile olan şey bu soruyu öncesinin bir sonucu, verdiğim cevaba yönelik gelecek her itiraz da bu cevabı aynı zamanda bir sonrakinin nedeni yapar. Bu böyle sürüp gider.
Ancak buna rağmen neden sonuç ilişkisi daha çok maddi evren ile ilgili olarak net ifadeler içerir. Çünkü hem ölçülmeye, gözlenmeye daha uygundur hem de ispatlanmaya.
Su buharlaştığı için yükselir, yükseldikçe soğur, soğudukça yoğuşur ve yağış olarak iner. Bu aşamaların her biri bir sonra gelenin nedeni ve bir öncekinin sonucudur.
Dikkat edilirse burada hep bir döngü hep bir hareket vardır. Hareket evrenin temel dinamiği olduğundan aynı zamanda neden sonuç ilişkisinin de temelidir.
Hareketin olmadığı yerde, misal öngörülen evrenin ısıl ölümünde son bir neden ve sonuçtan sonra neden ve sonuç döngüsü sona erecek. Çünkü sıfır harekette etki eden olamayacağı için ( neden), etkilenen de (sonuç) olmayacaktır.
Ya da tersinden gidersek: evrenin öngörülen ısıl ölümüne değin ve atom altı parçacıkların şimdilik nedeni açıklanamayan rastlantısallığının haricinde, neden sonuç ilişkisi zorunlu bir ilişki olarak ve maddi her alanda varlığını sürdürecektir.