Başlamak bitirmenin yarısıdır. Karar vermek + bir...
Gözümüzde büyüttüğümüz her şey psikolojik olarak gerçekte de büyür, küçülttüğümüz küçülür.
Zor olanı kolaylamak bir irade beyanıdır ve kanımca anlamı şudur: “Sen ne kadar büyük olursan ol, ben ve benim iradem seni aşacak kadar ve senden daha büyüktür.”
Bu, sihirli bir çarkın devinimini başlatan en önemli ve kararlı çıkıştır. Bu ana kadar korkulan şey "korkmaya" başlar. Zira bir sorun, konu, olay, olgu vb. ile ilgili böyle bir irade beyanı aynı zamanda bir mücadele beyanıdır ve azmin önünde hiç bir güç duramaz.
Bir zaman sonra fark edilir ki; dünyanın her hangi bir yerinde her hangi bir kişi bunu başarabilmiş ise o şey başarılabilir. Bu, aynı zamanda ileriki süreçler için temel bir dayanak olur. Zaman geçer unuturuz ve fakat günü gelir başka bir zorluk ile karşılaştığımızda, önceki süreci ayrıntıları ile hatırlayamazsak bile önceki olumlu deneyim hafızamızda, aşılması gereken fakat gözümüzde büyüyen sorunların, engellerin aşılmasında bir kamçı görevi görür.
Burada beyni bir kandırmadan öte zorunlu olanın kavranıp gönüllü olarak aşılmasına yönelik bir kararlılık vardır. Sorunumuz var, Aşmak zorunda mıyız, evet. Bir yerden başlamalı mıyız, evet. Zaten bir yerden başladığımızda gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Ne yazık ki bunun tersi de mümkün. “Başaramam, uğraşım boşuna, o zaman niye dert ediniyorum. Boş ver..." dedirten.
Ancak biz insan türü çoğu zaman, asla başaramayacağını bildiği problemleri bile aşma konusunda ısrarlı ve inatçı bir tür olarak bilinir. İyi midir? Çoğu zaman evet. "Patron" oluşumuzu biraz da buna borçluyuz. Dolayısı ile zor ile mücadele genetiğimizde var. Bir yerden başlamaya karar verdiğimizde gerisini zaten kodlarımız kolaylıyor.
Gerçekten de başlamak bitirmenin yarısı. Deneyin göreceksiniz...