Aslında yas tutma olayı çok yeni sayılmaz, yakın zamanda haklarında bir blog yazısı paylaştığım Neandartellerin yaşamlarında da yas tutmanın izlerini görüyoruz. Hatta insan harici farklı canlılarda da hayatını kaybeden sürü üyeleri için ortaya çıkan sıra dışı hareketler gözlemlemekteyiz.
Yas tutma esasen psikolojik bir olaydır, ölen kişiyle olan bağlarımızı korumak isteriz çünkü insanlar oldukça sosyal varlıklardır. Özelliklede yakınımızdaki bir bireyin vefatı bizim için yeri doldurulamaz nitelikte bir boşluktur. Vefat eden kişiyle birlikte ona dair olan sosyal bağlarımızı da kaybederiz, yas tutma eylemi o kişiyle olan sosyal bağlarımızı bir nevi koruma girişimidir.
Yas tutmaya evrimsel açıdan bakacak olursak adaptif işlev konusuyla yakından alakalıdır. Evrimsel sürece göre yas tutma sosyal bağlarla alakalıdır ve kaybın yarattığı stresle başa çıkmamıza yardım eder. Yas sırasında birey toplumdan destek görür ve kaybettiği sosyal bağları yeniden kazanmaya başlar.
Kaynaklar
- Elisabeth Kübler. On Death And Dying.
- Joan Didipn. O Yılın Büyüsü.
- B. T. (2013). Ölüm, Kayıp, Yas Ve Patolojik Yas. Ege Tıp Dergisi, sf: 223-229. | Arşiv Bağlantısı