Bu fikir, "tezatların ilkesi" olarak da bilinir ve genellikle birçok alanda uygulanır, özellikle sanatta ve yazıda kullanılır. İnsan beyni, bir şeyi daha iyi anlamak ve değerlendirmek için genellikle onun zıddına ihtiyaç duyar. Örneğin, bir resimdeki parlak renkler daha iyi görünürken, bunların yanında yer alan karanlık renkler daha da vurgulanır. Benzer şekilde, bir yazıda olumlu ve olumsuz fikirler arasındaki kontrast okuyucunun daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.
Bu prensibi eyleme uyguladığımızda, bir hedef belirlediğimizde veya bir problemi çözmek için bir strateji geliştirdiğimizde, bu hedefin veya stratejinin zıddına ihtiyacımız olabilir. Örneğin, birisi hayatlarında daha sağlıklı olmak istiyorsa, sağlıksız alışkanlıklarından vazgeçmesi ve sağlıklı bir diyet ve egzersiz programı uygulaması gerekir. Ancak bunu yaparken, sağlıksız alışkanlıklarının zıddına ihtiyacı olabilir, yani alkolü bırakması veya fast food yemeyi azaltması gibi.
Bu prensip aynı zamanda düşünce sürecimizi de etkileyebilir. Bir konuda sadece bir açıdan düşünmek, bizim görüş açımızı sınırlayabilir. Ancak, konunun farklı yönlerini değerlendirmek için zıt fikirleri düşünmek ve tartışmak, daha kapsamlı bir anlayış ve daha iyi bir karar vermeye yardımcı olabilir.[1]
Kaynaklar
- H. Seckinelgin. (2001). Ethics And International Relations. ISBN: 9780230520455. Yayınevi: Springer.