Bunun için öncelikle solunumun ve nefes vermede dışarıya çıkanın ne olduğunu özetleyelim.
Nefes aldığımızda havayı (%78 azot, %21 oksijen, %1 diğer gazlar) ciğerlerimize çekeriz. Aldığımız oksijeni kimyasal tepkimeler sonucu Karbonmonoksit, su buharı ve enerjiye çeviririz ve nefes vererek dışarıya atarız. Bu işlem sonucu dışarıya verdiğimiz nefesin sıcaklığı ise yaklaşık 34.5 °C.[1]
Yani aslında hohladığımızda da , üflediğimizde de aynı derecede hava çıkışı oluyor.
Fakat bizim bu iki durum arasında farklı hava çıkışı hissediyoruz.
Sebebi kabaca şöyle. Ellerimizin normal şartlarda yaklaşık sıcaklığı 28°C civarındadır.
Ortam sıcaklığının 23°C civarında olduğu bir durumda, ellerimiz 28°C, ortamdaki hava 23°C iken, ellerimizin hemen üzerindeki ince bir hava tabakasındaki sıcaklık ise ellerimizin sıcaklığını çok yakın değerlerdedir.
28°C Ellerimizi hohladığımızda, yani yavaşça bu bölgeye 34.5 °C'lik bir hava gönderdiğimizde, ellerimizin yakın çevresindeki havayı da nefesimizin sıcaklığına getiriyoruz ve ellerimiz ısınıyor.
Yine 28°C hava ile, bu kez hızlıca üflediğimizde ise, nefesimiz ellerimizin hemen yakınındaki 28°C'lik havanın o bölgeden dağılmasını ve ortamdaki diğer hava moleküllerinin o bölgeyi doldurmasını sağlıyor. Ortamdaki havanın 23°C civarında olduğunu düşünürek, ellerimiz de önceki duruma göre daha soğuk hale geliyor ve nefesimizin soğukmuş gibi olduğunu "hissediyoruz".
Benzer şekilde, aslında vantilatörler de ortamı soğutmaz. Onunla ilgili de şu videoyu izleyebiirsiniz;
https://www.youtube.com/shorts/01p1BHcOdP0
Kaynaklar
-
Elias Mansour a , Rotem Vishinkin a , Stéphane Rihet b , Walaa Saliba a , Falk Fish a , Patrice Sarfati b , Hossam Haick, et al. Page Restricted | Sciencedirect. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2024. Alındığı Yer: ScienceDirect
| Arşiv Bağlantısı