Benzerlik yaratıcılarının benzerliğinden…
Bütün mitolojiler destansı (abartılı, gerçek üstü vb. ) öğeler içerir. Fakat hepsinin kaynağı doğa ve yaşamdır. Biri yirmi cm. uzunluğunda bir yılan görür en yakınındakine anlatır. Bu yılan dilden dile ve üstüne eklene eklene şahmaran’a dönüşür. Şahmaran abartılı ve gerçek üstü olandır fakat bu, ortada bir yılanın olmadığı anlamına gelmez.
İnsan dediğimiz varlığın doğasına uygun olanı da bu. Her şeyde ve her yerde kendinden bir iz bırakma derdi… Soyun devamı kadar önemsenen.
Genetik kodlarımız da aşağı yukarı, değil bir diğer insan ile, en yakın akrabamız olan bir şempanze ile de en az yüzde doksan ve üstü örtüşünce, coğrafyamız bu doğamızın karşısında hükümsüz kalıyor.
Haliyle, yaşamımızın bir epik anlatımı olan mitolojilerimiz de sadece kahramanları itibarı ile değil, kahramanların adları ile de, dil dediğimiz şeyin ilk çıkış noktasının doğanın taklidinden ibaret oluşu (bugün bu şekilde her dilde çok sözcük vardır ve en ilkel olanları yansıma kökenlidir) nedeni ile de benzer oluyor, hatta kimi yerde tıpa tıp uyuşuyor..
Mitolojiler de bu parça parçaların bir bütünü-toplamı olunca haliyle onlar da bir birine benziyor. Birbirine muazzam düzeyde benzeyen yaratıcılarının (türümüzün) , birbirine muazzam düzeyde benzerliğine teğet olarak…