Lisede "Endokrin Sitem" başlığı altında gördüğümüz kimi hormonlardan birisi de antidiüretik hormon veya kısaca ADH'dı. Arka hipofiz bezimizden salgılanan bu hormonun vücuda etkisi kısaca "Böbreğin suyu daha fazla emmesini sağlıyor" şeklinde özetlemek mümkün. Antidiüretik isminden de zaten idrara çıkmamızı azaltması beklenirdi.[1]
Bir kahve kupası içinde bulunan düşük dozda kafein (200 gram başına yaklaşık 90 miligram) ADH hormonuna negatif etki gösterecek kadar güçlü. İnhibitör yani engelleyici dediğimiz bu etki ADH salgısını azaltarak böbreklerin suyu gereğinden daha az ammesini sağlıyor. Böbrek kanalları boyunca maddelerin malpighi piramidi dediğimiz yapı boyunca emilip salgılandığını biliyoruz. Örneğin böreğin emdiği glikoz boşaltmamaya ve vücutta tutmaya ihtiyacımız olduğundan hemen damarlara geri salınır. Aynı şekilde su da öyle.
Özetle, antidiüreik etki yapan ADH hormonu, diüreik olan kafein tarafından baskılanıyor.
Kaynaklar
- B. Cuzzo, et al. (2022). Physiology, Vasopressin. StatPearls [Internet]. | Arşiv Bağlantısı