Çünkü bazı buluşlar, başka buluşlar için zemin hazırlayıcı nitelikte oluyor ve bunlar sayesinde bilimsel gelişim, kısa sürede, kendisinden önceki uzun dönemlerde yaptığından çok daha büyük atılımlar yapıyor.
Ateş, tarım, kaldıraç, elektrik... Bunlar hep kendilerinden çok daha büyük atılımlara önayak olmuş buluşlar.
Şöyle kaba bir çizelge çıkaracak olursak... Aslında her şey tarımla başlıyor. İnsan yerleşik hayata geçmeden önce bilimden, felsefeden, sanattan, teknolojiden bahsetmek olanaksız gibi bir şey. İnsan yerleşik hayata geçiyor, topluluklarda belirli görevlerde insanlar oluyor ve o görevler üzerine yapılan keşifler ve çalışmalar nesiller boyu birikiyor.
Bir süre sonra o topluluklar, bu birikimle temel hayati gereklilikleri karşılama yeterliliğine eriştikten sonra artık hayatta kalmak için çabalamaya gerek kalmıyor. İşte düşüncenin, felsefenin başladığı nokta burası. Fikir üretilince icatlar da başlıyor ya da hızlanıyor. Bu zaman dilimi bildiğim kadarı ile günümüzden 7000 yıl önce.
Bu aşamaya kadar zaten topluluklar hayatta kalmanın derdinde. Bunu aşınca ilerlemeye dayalı fikir üretilmeye başlanıyor.
Mesele birikim. Fikir, buluş, çalışma, icat... Bunlar biriktikçe ilerleme hızı katlanarak artıyor. Ve bu hızın, medeniyeti ve insanlığı başka çağlara, farklı yaşam dinamiklerine sokacak şekilde artması ancak bahsettiğiniz dönemlerde mümkün oluyor. Son aşama da zaten sanayi devrimi, makineleşme.
Özetle... İlerleme hızı başka buluşlara, fikir yürütmelere, bakış açılarına, icatlara kapı açan buluşların, fikirlerin, icatların ortaya çıkmasına bağlı.