İnsan dillerinin çeşitliliği tıpkı canlı türlerinin evrimsel yolculuğu gibi uzun ve karmaşık bir sürecin sonucu. Binlerce yıl önce ortak bir dil ailesinden kopup kendi yoluna giden bir kabileyi düşünelim mesela: Tıpkı çorak topraklarda yaşayan bir sürüngenin zamanla tamamen farklı bir ekosistemde kuşlara dönüşmesi kadar radikal bir adaptasyon serüveni yaşanır. Burada "dil DNA'sı" diye adlandırabileceğimiz ses sistemleri, kelime kökleri ve gramer yapıları; tarihî olayların, coğrafi engellerin ve toplumsal değişimlerin etkisiyle sürekli mutasyon geçirir. Örneğin Orta Çağ'da Avrupa kıtasında yaşanan feodal parçalanma, Latince konuşan halkları küçük derebeyliklere böldüğünde; her bölge kendi lehçesini zamanla öylesine değiştirmiştir ki, günümüzde Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca gibi farklı diller doğmuştur.[1]
Tarih boyunca büyük imparatorlukların çöküşü ve yeni devletlerin doğuşu, dillerin de kaderini çizmiştir. Mesela 11. yüzyılda gerçekleşen Norman fethi İngiliz diline Fransızca kökenli binlerce kelime pompalarken, aynı dönemde Anadolu'da Selçuklu ve Osmanlı göçleri Türkçenin kelime hazinesini Farsça ve Arapçadan aldığı yoğun etkilerle zenginleştirmiştir. Sadece siyasi veya askerî güç değişimleri değil, ticaret yolları da dillerin farklı yönlere evrilmesinde tetikleyici rol oynadı. İpek Yolu üzerindeki şehirlerdeki çok dilli topluluklar, farklı gramer yapılarını iç içe geçirerek yeni ağızlar üretmiş; bu ağızların bazıları bugünün modern dillerine dönüşmüştür.
Esasında farklı dillerin doğuşunu "tek bir ağacın dallara ayrılması ve bu dalların zamanla kendi özgün çiçeklerini açması" şeklinde açıklayabiliriz. Bir zamanlar aynı kökü paylaşan insanlar, tıpkı Budin Kalesi'ndeki ayrışmalar veya Ren Nehri üzerindeki ticaret kolonilerinin kopuşu gibi, hem coğrafi hem de siyasi sebeplerle birbirleriyle etkileşimi kesince, ortak dilden farklı yönlere doğru dallanıp budaklanırlar. Sonuçta her topluluk hem konuşma sesleri hem de kültürel kavramlar bakımından kendine has ihtiyaçlar doğrultusunda dilini yeniden tasarlar. Yani İngilizce, Türkçe gibi farklı ve özgün dillerin varlığı kaçınılmaz hâle gelir.
Kaynaklar
- K. Chapman. The Geography Of Languages: Why We Speak Different Languages. (12 Ekim 2024). Alındığı Tarih: 6 Ocak 2025. Alındığı Yer: Earth Site Education | Arşiv Bağlantısı