Bunlara kafa yormayı sağlayan şey bilinç ise o halde bunun karşılığına başka bir şeyi koymak ve insanların da düşünmek (bilinç) yerine "yaşamayı" seçtikleri sonucuna varmak mantıklı olur. Bu durum 'ben suyu içerim, tadarım, susama ihtiyacımı gideririm, keyfimi sürerim, ama su nasıl oluşmuş, h2O da neymiş, bunlardan banane' demekle eş değerdir ve 'yaşamak' derken de bunu kastettim. Yaşamak/Tadmak başka yaşadığını/tattığını bilmek başka şeylerdir. Hayat hazlarla oyalanmak için de insana yeterli bedenselliği sunar. Aradaki fark tam da bu noktadan. Çünkü Bilinç bilgi ve bilgelik arar, normalde onun peşinde koşmak ister. Merak denilen şey de tam da budur. Bilinci bilgi tetikler, onu iter ve onda itki oluşturur. Yani bilincin ihtiyacı bilgi ve bilgeliktir. Beden ise daha çok haz peşinde koşmaya eğilim taşır ve bunu arar. Bu zıtlık ve çelişki insan için vardır ve ortaya çıkar, bunu kendimizde hissetmek de mümkün. Ancak insanların bir çoğu yaşamayı ve kolay olanı seçer. Ve daha da önemlisi bilginin 'tadını' almadan/bilmeden bilinçte ki bilgi açlığı ortaya çıkamaz. O tadı bir kez almaya başlamayan için bu açlık yeterince ortaya çıkmaz. Açlık ortaya çıkmayınca da insan haliyle doymaya da çalışmaz.