Fizikte bu problem “Baryon Asimetrisi Problemi” adıyla anılır. Problem, gözlemlenebilir Evren’imizde maddeye oranla anti-maddenin çok az olmasıdır. Ne mikroskobik ölçekte Evren’i açıklayan Standart Model, ne de makroskobik ölçekte Evren’i açıklayan Genel Görelilik Teorisi bu soruya tek başına yanıt veremez. Büyük Patlama'da ortaya çıkan enerjinin eşit şekilde madde ve antimadde oluşturmasını bekleriz fakat günümüz gözlemleri maddeye oranla anti-maddenin çok az olduğunu gösteriyor.
Bu probleme getirilen açıklamaların çoğu Standart Model’in bazı etkileşimler için CP simetrisini kırmasına izin vermesi şeklindedir. CP simetrisinden kısaca bahsetmemiz gerekirse CP simetrisi, yük (charge) ve parity (ayna) simetrisi demektir. Yani bir etkileşim CP simetrisine uyuyorsa o etkileşimdeki parçacıkların yüklerini zıt yaparsak (mesela iki elektron etkileşiyorsa yüklerini pozitif yaparsak) ve ayna simetrilerini alırsak (uzaydaki herhangi bir yönünü zıt yönde olacak şekilde değiştirirsek) oluşan yeni etkileşimin fizik yasaları için tutarlı olması gerekir. Son yıllarda yapılan pek çok deney zayıf etkileşimlerde CP simetrisinin kırıldığını gösteriyor, mesela 2013’de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı B mezonunun bozulmasında CP simetrisinin ihlal edildiğini gösteriyor.
Başka bir çözüm ise gözlemlenebilir Evren’in dışında anti-maddenin oranının daha yüksek olduğudur. Biz Evren’de maddenin çoğunlukta olduğu kısmında yaşıyor olsak bile gözlemleyemediğimiz kısımda anti-madde olabilir. Bu seferde problem madde/anti-madde ayrışması problemine dönüşüyor. Çünkü madde ve anti-madde birbirlerine çok yakın bir şekilde oluşurlar ve birbirlerine çok yaklaşınca gamma ışınına dönüşerek birbirlerini yok ederler. Bu nedenle anti-madde gözlemlenebilir Evren içerisinde olmasa da madde ile birbirlerini yok etmesi sonucu gamma ışınlarını gözlemlememiz gerekirdi fakat böyle bir şey gözlemlemiyoruz. Bunu çözmek için ortaya atılan önerilerden biri anti-maddenin kütleçekimsel olarak maddeyi çekmediği tam aksine ittiğidir. Fakat bu enerji-momentum tensörünün kütleçekimin kaynağı olduğunu söyleyen Genel Görelilik Teorisi ile çelişir, bunun yanı sıra hiçbir astronomik gözlem böyle bir anti-kütleçekimin varlığını göstermemiştir.