Öncelikle şunu söyleyeyim, psikiyatrist değilim, konuyu yüzeysel olarak biliyorum, "birini çok sevip acı çekme" cümlesinden "aşk acısı" anlaşılıyor, şartlanma mekanizmasından dolayı beyinde hedef gerçekleştirildiği zaman bununla alakalı bazı nörotransmiterler salgılanır, örneğin bir iş başarılırsa dopamin, topluma karışırsan oksitosin, güzel bir yemek yendiğinde serotonin salgılanabilir, ama tabi bu kadar basit bir neden-sonuç ilişkisine sahip değiller, örnek vermek adına böyle söyledim. Buna bağlı olarak birinden hoşlanmak ve o kişinin hayatında bulunmasını istemek bazı nörotransmiterlerin kombinasyonunu kapsar, eğer şartlanılan eylem gerçekleştirilemezse bu kişiye farklı varyasyonlarda mental bir acı verir çünkü nörotransmiter eksikliği oluşur diyebiliriz, örneğin depresyon gibi kişiye mental olarak acı veren psikolojik rahatsızlıklarda serotonin, dopamin gibi nörotransmiterlerin eksikliği görülür.
Bunun dışında konuya felsefik bir yorum getireceksek, birini tanımadan, o kişi sana iyilik yapmadan, o kişi seni önemsediğini hissettirmeden o kişiyi gerçekten sevemezsin, eğer sevdiğini iddia eden biri varsa muhtemelen iddia sahibi kendini kandırıyordur çünkü sevgi kavramının böyle bir nedenselliği var, dış görünüşünden etkilenilen, sosyallik seviyesinden, havalı görünmesinden etkilenilen kişilere sevgi beslenmez genelde kişi hayatında gördüğü bu kişiye karşı ulaşma çabası içerisindedir ve o kişi genelde ulaşılmaz görünmektedir, o kişiyi bu duruma getiren zaten o kişinin ulaşılmaz gibi görünmesidir, genellikle pek mümkün olmasa da bu kişiye ulaşılabilinirse bu içerisine düşülen acılı haller yavaşça ortadan kalkar ve bu durumun yerini o kişinin hayallerde canlanan değil de asıl karakterini tanımak alır.
[1]
Kaynaklar
- Javier Cuevas. (2019). Neurotransmitters And Their Life Cycle. Neurotransmitters and Their Life Cycle. | Arşiv Bağlantısı