Bağımlılıkların sebebi kişinin sosyal ortamı, ekonomik durumu ve psikolojik durumu gibi onlarca farklı konuya ayrılsa da hepsinin biyolojik bir sebebi var, dopamin.
Günlük yaşantımızın büyük bir kısmı yiyeceklerin etrafında dönüyor: Bir sonraki yemeğimizin ne zaman olacağı, ne olacağı ve ne kadar leziz olacağı!
Evrimsel olarak, bunlar bizim hayatta kalabilmemiz için gerekli düşünceler. Böylece yiyecek bulduğumuzda yiyebildiğimiz kadar yemeye mecbur kalıyoruz. Bu sadece tüm gerekli besleyici ögeleri almamızı sağlamıyor, ayrıca rakiplerimizin yemeklerimizi çalmasını da engelliyor.
Nasıl oluyor da tamamen doyduktan sonra bile en sevdiğimiz tatlıdan “bir ısırık daha” alabiliyoruz? DiFeliceantonio ve arkadaşlarının yaptığı araştırma (2012) gösteriyor ki beynimizin neostriatum adındaki evrimsel olarak yeni bir bölgesi, beynin ödül sistemini içeriyor. Beyin burada şişkin karnımızın verdiği rahatsızlığı gidermek için uyuşturucu bir sistemi aktive ediyor, böylece yemeye devam edebiliyoruz. Bu sisteme ek olarak, beynin dopamin ödül yolu, yeme, içme, üreme gibi hayatta kalmak için gerekli olan şeyleri yaparken iyi hissetmemizi sağlayan bir merkez.
Ödül yolu
Peki bu yola dahil olan beynin diğer bölümleri neler? Ödül yolu beynin merkezindeki ventral tegmental alan adlı bir bölgeden başlıyor. Burada özel nöronlar size sarsıcı bir haz veren ve sizi iyi hissettiren dopamin nörotransmitterini salgılıyor. Bu davranışı gelecekte de sürdüreceğinizden emin olmak için, ödül yolu beynin hafıza ve davranışları kontrol eden bölümleriyle bağlantılı. Örneğin bir hamburgeri yemenin sizi iyi hissettirdiğini hatırlarsanız, onu büyük olasılıkla tekrar yiyeceksiniz. Eğer beyniniz bu ödüllendirme davranışının meydana gelmesine izin veren bağlantıları güçlendirirse (hamburgeri almak, çiğnemek ve yutmak gibi) bunu bir dahaki sefere yapmak daha kolay olacaktır. Başka bir hamburger yediğimiz takdirde, o sarsıcı hazzı tekrar hissedeceğiz. Bu ödül yolu sayesinde beynimiz bu davranışı tekrar gerçekleştireceğimizi garantiliyor!
Yine de zevk veren bir davranışı tekrar etmek her zaman faydalı bir davranış değil. Örneğin bağımlılık yapan maddeler ödül yolunu aktive ederek hücrelerin bu bölgedeki dopamin miktarını arttırmasını sağlıyor, yoğun bir “uyuşmuşluk” meydana getiriyor. Beyin dopamine yanıt veren hücrelerin sayısını azaltarak bu ani değişiklikleri kompanse ediyor. Böylece madde bir dahaki sefere kullanıldığında etkisi o kadar güçlü olmuyor. Maalesef, bu aynı zamanda kullanıcının aynı “uyuşmuşluk” hissine erişebilmek için madde kullanımını arttırmasına sebep oluyor, buna “tolerans” deniyor. Beyin bu maddelere uyum sağlamaya devam ederken beynin hafızadan ve sorgulamadan sorumlu bölümleri de değişiyor. Bu “istemsiz bağlantı” madde arama davranışını bir alışkanlığa dönüştürüyor ve kullanıcı madde bağımlısı oluyor.
Tıpkı madde bağımlıları gibi, kumar, sex ve teknoloji bağımlılığınında sebepleri aynı, örneğin asosyal olan veya sosyal ilişkilerinde kötü bir dönem yaşayan insanların kendini iyi hissetmek ve mutlu olmak istemesi sebebiyle, kendilerini mutlu eden, yani beynin ödül merkezini harekete geçirerek dopamin salgılatan teknolojik aletlere bağımlı olması kaçınılmaz bir gerçek, örneğin arkadaşlarıyla sorun yaşayan bir çocuk, bisiklet sürüp üstünede yorulmak yerine, tablet bilgisayarından oyun oynayıp neredeyse daha az yorularak ödüle ulaşıp mutlu olabiliyor, bu birkaç kez tekrarlandığında ise dışarıdaki zorlu macera yerine çok daha kolay olan tablet bilgisayarı seçiyor, tabi bunun dışında mesela sosyal medyaların insanın bu davranışına uygun olarak oluşturulması da örnek gösterilebilir, mesela instagramda fotoğraf paylaşarak ona yazılan yorumları ve beğenilerin artışını gördükçe bundan haz alan ve dopamin salgılanmasını sağlayan beynimizin ödül merkezi sebebiyle, bu kişi kendini her mutsuz hissettiğinde bunu tekrar tekrar yapmak isteyecektir, işte bu kısır döngü teknoloji bağımlılığı dediğimiz şeyi oluşturur, madde bağımlıları için çok çeşitli psikolojik ve tıbbi tedaviler varken, teknoloji bağımlıları için bu mutsuzluğun ve asosyalliğin altında yatan sebepleri ortaya çıkaran ve bu kişilere destek sağlayacak bir psikolojik tedavi işe yarabilir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Noroblog. (7 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 7 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı