Sorunun öncülü tuhaf. Kölelik hiçbir zaman zeka ile ilgili değildi. Kölelik köle ekonomisine duyulan ihtiyaç ve savaş ganimetlerinin değerlendirilmesi ile ilgili bir meseleydi. Bir de tarihsel süreç boyunca değişen etik anlayışı ile. Kimin zekası düşüktü? Tatarların sattığı Slavların mı? Cezayir korsanlarının sattığı batı Avrupalıların mı? Kafkasyadan alınan Çerkes veya Gürcülerin mi? Afrika'dan satın alınan zenciler mi? Romalıların Kelt ve Germen kölelerinin mi? Ayrıca işçilerle patronlar ayrı soy hatlarından mı geliyor? Aynı köyden işçi ve patronlar çıkmıyor mu?
Düşük zekalı insan kölelere ihtiyaç duyulsa ve bunu kabullenebilecek bir ahlak anlayışımız olsa bugün bunu yapabiliriz zaten. Hangi besinlerin beyin gelişimi üzerinde olumlu-olumsuz etkilerde bulunduğunu biliyoruz. İnsanın yetiştirilme sürecinde zekanın hangi şartlara bağlı olarak gelişip gelişmediğini biliyoruz. Eğer insan üzerinde böyle müdaheleleri etik dışı gören bir yanımız olmasa insanları çaprazlayarak veyahut genetik oynamalar yaparak deneme yanılma yoluyla hayal ettiğin köle ırkları yaratılabilir. Yapmadığımıza göre etik anlayışımız köleliği kabul etmiyor.
Neantertallerin homo sapienslerle fazla karışmamış bir biçimde bu güne kadar kalabilmelerinin kölelik üzerinde bir etkisi olamaz. Zekaları konusunda farklı düşünceler olsa da alet yapıp kullanabildiklerini, daha küçük de olsa sosyal gruplarla yaşayabildiklerini biliyoruz. Tabii ki neyi yapıp yapamayacaklarını kestirebilmek zor. Sonuçta aynı genlerle 10 bin yıl önceki atalarımızdan çok daha farklı aletler kullanabiliyoruz, çok daha farklı düşünebiliyoruz. Belki modern dünyada yetişmiş bir Neandertal bizden daha zeki bile olabilirdi, bilemeyiz.