Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Yusuf İğın
Yusuf İğın
251.9K UP
Üye 20 Mart 2023 6 Cevap
0

Nazi Sempatizanlığı Neden Yükselişte?

Özellikle kutuplaşan siyasi ortamın da etkileriyle aşırı sağ, ırkçı, aşırı milliyetçilik ve Adolf Hitler sempatizanlığı artmış gibi görünüyor. Sorum şu: Kötülüğü tartışılmaz olan bu oluşuma olan hayranlık neden var? Neden insan diğer ırkları kendinden aşağı görür?
1,073 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
6 Cevap
İlhan Taşlı
Uzay Bilimleri Takipçisi 20 Mart 2023

Yasa dışı göçler ve ülkelerin mevcut göç politikaları, Avrupa'da sağ veya aşırı sağ partilerin oy oranlarında yükselişe neden olmuştur. Bu durumu ırkçılık olarak değerlendirmeli mi? Pek emin değilim. Anket yapılan bireyler; göç hareketlerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve yaşam kalitelerinde düşüklüğe neden olduğunu düşünmekteler. Benzer bir durumla ülkemizde yüzleşmekte. Pek çok insan göçmenlerden nefret etmiyor veya aşağı bir ırk olarak görmüyor ama toplumun üzerinde bir maliyet olarak değerlendiriyor.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bengü Albayrak
Bengü Albayrak
100.8K UP
bunu düşünüp sorguladım 1 ay önce

Öncelikle Avrupa bakımından ele alırsak, sosyolojik ve tarihsel bir karşılığı olan bu durumu köpürtmek için gereken koşullar giderek artıyor. Bunu yapısal bir biçimde kavramak gerekir diye düşünüyorum. Genelde yoğun etkileşim içerisinde bulunan grupların temasının aşırı ivmeyle artması yüzünden olabiliyor. Tabii bu, kötü niyetli insanların ekmeğine yağ sürdüğü için bir süre sonra bilinçli olarak kullanılır hâle geliyor. Ülkemizde Avrupa tarzı ırkçılık pek mümkün değil. Tarihsel ve kültürel olarak skolastik ırkçılık altyapısı, Türk toplumunda karşılığı olmayan bir durum. Annem Arap, babam Türk, hatta Yugoslavlık da var bende. Ülkemizde her ailede genelde böyle bir durum bulunur. Bizde grupsal ayrımcılık ırk temelli görülmez; kültürel bir ayrımcılık vardır. Yani temelde, dış gruba karşı bir tutum olarak benzer mekanizmaların her yerde işleyişi farklıdır. Kuzenlerim sarışın, esmer ve ben beyaz tenli, koyu saçlıyken (ülkemizde her aile genelde böyledir), ırk kelimesinin karşılığı kültürel olarak aynı olduğumuz insanları da kapsayan bir hâle gelir. Yani bu durum, bölgesel dinamikler ile doğrudan başkalaşım yaşıyor. Ancak iç grubun kendi değerlerine uyum sağlamayan dış gruba olan tepkisi her zaman ırkçılık değildir. Ama hayranlık dediğin şey aslında ilkel bir savunma mekanizması. Bunun yaygınlaşması ise organik olmayan iletişim (sosyal medya, TV) gibi etkileşim kanallarının yaygınlaşması yüzünden kutuplaşmanın artmasıdır. Bu, 'kadın erkek eşitliğine inanıyorum' demek yerine, feminizm kavramı altında toplanan bir çatı gruba dahil olan bir kadının, 'feminazi' olarak adlandırılanlarla aynı fikirde görülmesi gibi bir nedenden kaynaklanıyor. Her milliyetçiye faşist gözüyle bakılıyor, fakat bu algısal bir yanılsama. Çünkü benzer şeyleri görüyor ve aynı şeymiş gibi kategorize ediyoruz. Sonra radikalleşme başlıyor, çünkü bu gruplar gördüğü tepkilere karşı bir savunma mekanizması geliştirme ihtiyacı duyuyor. Ben bunu yaşıyorum mesela. Milliyetçi biriyim ve buna karşı saldırgan bir tutum ile karşılaştığımda, aslında kendi ülkemin insanı olarak gerekirse onun için bir savaşta ölebileceğim bir insan bana 'faşist' diyor. Fakat benim Mardinli Arap olan annem (kendisi ve babası da Türk milliyetçisidir) bu milletin içindedir. Bu, benim etnik kökenlere bakmadan birbiriyle evlenebilmiş ülkemin bir başarısı, fakat Avrupa tarzı bir ırkçılık kavramını Türkiye içinde yorumlamamız (küresel etkileşim yüzünden oluyor) yüzünden ben bu durumdan mahrum bırakılıyorum. Hâlbuki bu düşüncemin temeli, ilkokul öğretmenimin, 'Sizin bu sıralarda okuyabilmeniz, geçmişte ülkemiz için savaşmak zorunda kalan 15 yaşındaki çocukların kendini feda edebilmesi yüzündendir ve sizin de gerekirse ülkenin gelecek çocukları için aynı şeyi yapmak bu ülkeye olan borcunuzdur. Bu borcu, okulunuzu okuyup bu ülkeye katkı sağlayarak da ödeyebilirsiniz,' demesi yüzündendi. Bunlar çok eski gibi görünüyor, fakat yaşanmış olaylar ve dünyanın gidişatı (Gazze soykırımı bile) gösteriyor ki, aslında bu bilinç bir toplum için çok sağlıklı. Düşündüğümüz kadar medeni değiliz ve 2000 sonrası bizi yanıltsa bile yine aynı vahşilikteyiz. 'Bir çocuğa bu söylenir mi?' diye düşünebilirsiniz fakat bu, tamamen etik tanımayan dünyada toz pembe bir yaklaşım olur. Yani Hitler tarzı düşüncelerin gelişim sebebi bile, bunu benim kadar irdelemeyen bir insana karşı önyargılı bir bakış açısıyla yaklaşıp onu faşist ve ırkçı çatı grubuna ait olarak görmek olacaktır. Çünkü davranışsal tutum olarak öyle düşünmese bile, onu savunuyor sanıp radikalleşecektir. Bu, bambaşka durumlarda bile çok yaşanan bir şey. Ama düşüncenin ve farkındalığın gücüne inanıyorum. Neyi neden yaptığımı detaylı olarak bilirsem, kendi doğrularım başkaları tarafından biçimlendirilemeyecek kadar sağlamlaşır. Bu yüzden önden şekillendirilmiş bir kavramı kendime yamamak yerine, uzun cümleler ile açıklamalar yapıyorum. Bireysel düşünceler yerine kavramlar kullanılıyor, bu da diğer bir Hitler tarzı düşüncelerin sebebi. Grafik tasarım ile dahi dolaylı bir ilişkisi var konunun. Küresel etkileşim yüzünden simgesel, grafik anlatım yöntemi ile tasarlıyoruz. Herkes dilden bağımsız olarak algılayabilsin diye yapılan bu şey, aslında bu alana yansıması olan daha genel bir şeyden kaynaklanıyor. İnsanlık o kadar detaylı bir kültür geliştiriyor ki, bu kadar şeyi hayatımıza sığdırmak için kullandığımız bir yöntem geliştirmek bu kültürün bir parçası. Çünkü insanı diğer canlılardan ayıran şey zekâ, biyoloji vb.den ziyade her yönden çok detaylı olması. İronik biçimde kavramsal çatılar bunu bir yönden kaybettiriyor ve bizim çeşitliliğimize zarar veriyor. Bu bir dönüşüm sancısı. Bizim dönemimiz ivmenin arttığı zamana denk geldi, fakat uyum sağlayabilirsek hayatta kalır ve birbirimizi yok etmeyiz. Bundan 2000'lerden daha radikal olabiliriz, fakat 1500 yıl öncesinden daha iyiyiz. Yani bu duruma ne kadar geniş çerçeveli bakarsak, aslında olan durumu o kadar daha iyi anlarız. Umarım uzun uzun anlatmam kimseyi yormamıştır. Ben uzun anlatma taraftarıyım, çünkü bu sayede sanki yapay zekâ veri kümesinin genişlemesinin işlevine katkı sağlaması gibi bir fayda sağladığını düşünüyorum insanlığa. İnsanın kötüsünün bile detaylı olanı iyidir bence, çünkü kötülüğün nedenlerini bilirsek olmaması için bir davranış geliştirebiliriz. Bu arada grafik sanatlar okuyorum; işte bu da bir ironi sayılabilir sanırım.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
724.8K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 1 ay önce

Mecburi ve İradidir!

Kapitalizmin kendisi, adında geçen kapital (ana mal-para) dışında bir değer tanımaz.

Üretim ilişkilerinden (ekonomik olarak) bölüşüm ilişkilerine değin (politika) her şeyi bu temel amaç etrafında örer ve hayata geçirir.

Tüm Reklamları Kapat

Sömürü eksenlidir ve hem insana hem de doğaya düşmandır. Çünkü üretimi ihtiyaca değil tüketime yöneliktir ve el attığı her şeyi tüketir. Bu nedenle de insanın ve doğanın düşmanıdır.

Temel hedefi kar olduğundan hep daha çok daha çok der. Bu daha çok arzusunu giderebilmenin tek yolu daha çok emek sömürüsüne dayanır ve sırf üretim araçlarına sahip olduğu için milyonlarca emekçiyi bu kar uğruna yoksullaştırdıkça yoksullaştırır. Fakat bu bir bumerang gibi gelir ve kendisini de vurur.

Üretimi var eden emekçiyi o denli yoksullaştır ki; emekçilerin nasırlı elleri üzerinden ürettiği, değil ihtiyaç fazlası tüketim ürünleri, temel ihtiyaç ürünleri bile sömürdüğü emekçi tarafından satın alınamaz hale gelir ve tıkanır. Ya da daha açık bir ifade ile krize girer. Ekonomi durgunlaşır, çark dönmez ve önce gelişmiş kapitalist ülkelerin metropollerinde başlayan kriz (buhran, bunalım) aşama aşama ülkeye, ülkeler ve dünyaya yayılır. 1878, 1929, 1997, 2008 krizleri bunlara örnektir.

Sistem, bu krizleri aşabilmek için kullandığı en yaygın ve etkili aparata yönelir: Bölgesel savaşlar, üçüncü dünyada iç savaşlar, darbeler vb. Vietnam, körfez savaşları, İran-Irak savaşı, Hindistan-Pakistan savaşı, son süreçte Arap Baharı adı altında başlayan ve Kuzey Afrika’dan Asya’ya kadar uzanan ve özellikle Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) adı altında hala Suriye ve Filistin’de devam eden insan kıyımı.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak bunun bir bedeli var. O da savaşa ve vekaleten savaştırmaya harcanacak para ile silahlanmaya harcanacak paranın, ilgili emperyalist ülkelerin halkının refahından kısılması sorunu.

Daha önce kendi emekçi halklarına, diğer yoksul ülke halklarının sömürüsü üzerinden sömürdüğünün bir kısmını sus payı olarak veren bu ülkeler, kendi ülkelerindeki göreli refahı artık sürdüremez hale gelir ve emekçisine yönelir. Vergiler artar, savaş bütçeleri tavan yapar, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik başta olmak üzere daha önce kazanılmış nice hak törpülenmeye başlar. Halklarının buna karşılık öfkesi, itirazı ve isyanı da…

Bugün ABD ve Avrupa Birliği’nde olan budur.

Genel olarak, iki yüz yılı aşkın süredir bunu sürekli tekrar edegelen kapitalizm, bu konuda sahip olduğu deneyimlerini devreye sokar. Yelpazesini geniş tutar. Bu yelpaze göreli demokrasi ile açıktan faşizm arasında geniş bir yelpazedir. Ancak göreli (yoksul halkların sırtından ithal edilen) refah dönemlerinde hakim kıldığı göreli demokrasi, buhran dönemlerinde zorunlu olarak yerini açıktan faşizme bırakır.

Faşizm de, yıllarca göreli demokrasi ortamında yaşamış, görece refah toplumlarda öyle bir anda, yaptım oldu bitti ile devreye sokulamaz. Bunun zeminin hazırlanması zorunluluğu doğar. Yani halkın baskın bir bölümünün kerhen de olsa rızasının alınmasının zorunluluğu.

İşte tam da bu esnada, coğrafyamızdan da aşina olduğumuz “vatan, millet, sakarya” üzerinden önce halk ayrıştırılıp kamplaştırılır. Ardından ortak dış düşman masalları ile halklar hem uyutulur hem de bilenir ve yapay hayat memat meselesi (beka meselesi) temel mesele kılınır, halkaların temel ve gerçek tüm meseleleri tali kılınır.

Ancak bunun süreklileştirilmesi gerekir. Yani iç itirazların, aykırı seslerin kendi oto kontrolleri üzerinden baskılanması gerekir. Bu da ilgili ülkelerde, açıktan faşizmi uygulamaya sokabilecek ancak aşırı sağcı, gerici. ırkçı nazivari siyasetleri iktidara taşımakla mümkün olur.

Bugün Avrupa’da ne yazık ki bunun kaldırım taşları döşenmektedir çünkü bir dünya ekonomik krizi daha kapıdadır. Safların şimdiden netleşmesi ve diktatörlüklerin tahkim edilmesi için nazi sempatizanlığı dahil her ülkede aşırı sağ, ırkçı partiler desteklenmekte, pohpohlanmakta ve meşrulaştırılmaktadır. Hem de kapitalizmin en tepesinden, en demokratik görünen kurum ve kuruluşlar eli ile ve sınırsız bir finansman ve medya desteği ile.

Bunu okuyabilmek bir müneccimlik gerektirmiyor. İnsanlık tarihini toplumlar temelinde incelediğimizde ve özellikle dünya savaşları (emperyalist paylaşım savaşları) öncesi dünyaya zum yaptığımızda, hele ki kapitalizmin doğasını kavradığımızda bunu çok net görürüz.

Zira ustaların bu ucube, insan, yaşam ve doğa düşmanı sisteme yönelik olarak “kapitalizmin krizleri doğasındandır ve kaçınılmazdır” tespiti bu öncüllere dayanır ve bilimsel olarak da sınanmaya her zaman açıktır. Bugüne kadar da yanlışlanabilmiş değildir.

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü; yılların terzisini, kendi söküğünü dahi dikemeyecek denli olanaklardan yoksun, fabrikasında ekmek üreten fırıncıyı-emekçiyi aç bırakan bir düzenin fotoğrafıdır kapitalizm. Sevgiyle…

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Furkan Taşkın
Furkan Taşkın
100.4K UP
Tarih meraklısı olarak. 1 ay önce

Bozulan ekonomi(Özellikle AB ülkeleri için) Kontrolsüz göçler ve Rus tehdidi( bu da AB için) tüm bunlara ek olarak İsrail'in işlediği savaş suçları..Tüm bunlar ışığında bazı toplumlar sadece Nazizme değil bir çok otoriter rejime kayması doğal bir sonuç.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alkar Anzorov
Alkar Anzorov
59.1K UP
White 20 Mart 2023

Merhaba. Sorunuza Beyaz milliyetçisi olarak şöyle cevap verebilirim. Hiçbir fikir fitilsiz ortaya çıkmamıştır. Tarihin bazı safhalarında izlenmesi gereken yollar, benimsenmesi gereken fikirler vardır. Dönem ve koşullar bazı fikirleri gerekli kılar ve bu yalnızca tehlike geçene kadar geçerlidir. Çözüm sürecinde Türk kökenli olmamama rağmen Türkçü bir yaklaşımı benimsiyordum çünkü toplumun çıkarları için bu gerektiğine inanıyordum. Sonrasında ulusal sosyalist bir tutum benimsedim çünkü gelir eşitsizliği ve ekonominin daha büyük bir sorun haline geldiğini düşündüm. Şimdi ise beyaz milliyetçisiyim çünkü global dünyanın beyaz ırkı sindirmek ve bozmak gayretinde olduğu kanaatindeyim. Tabii ki tüm bunlar özneldir. Fakat temel prensip tepkidir. Fikirler çağına ve şartlarına göre yükselir ve düşer. Hiçbir fikre koşulsuz, şartsız bağlı olmamanız dileğiyle. Sevgiler...

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close