Bilimde natüralizm hiç yok, kamufle edilmiş durumda değildir - yaratılışçıların bilimde natüralizm zannettikleri şey empirizmdir (bunun için şu cevabıma bakabilirsiniz: https://evrimagaci.org/soru/bilim-ve-naturalizm-arasindaki-bag-nedir-3044#5909 ) ve bilimi şekillendiren hemen hemen her düşünür teist idi, natüralist değil. Natüralistlerin bilime natüralizmi kamufle ettiği bir masaldır bir şehir efsanesidir.
Bilim derken aydınlanma (rönesans) felsefesinin motivasyonuyla ortaya konan ve daha çok J.S.Mill ve C.Lock, gibi empiristlerin, O.Comte ve daha sonraki dönemlerde de mantıksal pozitivistlerin formüle ettiği pozitivist bilim anlayışından söz edildiğini hatırlatalım. İşte bu bilim kavrayışını şekillendirenler teistler idi. Şimdi tarihe ve detaylara inelim:
Bilimi şekillendirenler:
Bilim felsefesi tarihinde modern bilim anlayışının temel çizgisini oluşturan en önemli düşünürler olarak şu düşünürler görülür:
- Francis Bacon
- Rene Descartes
- Isaac Newton
- Kepler
- Leibniz
- Galileo
Bilimin natüralist değil empirist idüğünden söz etmiştik yukarıda, 20.yüzyılın mantıksal empiristlerinden Hans Reichanbach empirizm hakkında şöyle der:
"Empirizm Bacon’da peygamberini, Locke’da alkışlanan liderini, Hume’de ise eleştirmecisini bulmuştur."
Bilimi şekillendiren en önemli düşünürler diye gösterilenlere bakacak olursak haklarında kısaca şöyle denilebilir:
Bacon
kendisi tanrıya inanan bir insandı, Bacon bilimsel bir çalışma yapmamakla birlikte, hem Aristo’nun bilim anlayışı hem de çağının bilim metodolojisi konusunda yeni ve etkili görüşler ileri sürmüştür. Bacon indüksiyonu bilime kazandırmakla bilinir. Bacon bilime etkisi sadece empirizmi öne çıkarması değil aynı zamanda indüktif düşünceyi de yaygınlaştırması da vardır (başka da katkıları var).
Descartes
Descartes için nesneyi nesne kılan özellikler, ölçme yoluyla yani nicel bir dil ile o nesne hakkında ortaya konulabilecek bilgilerdir. Ona göre ikincil özellikler, yani renk, ses, vb. gibi nitel özellikler insana bağlıdır, dolayısıyla nesnenin asli yönünü temsil etmezler. Bilimin nicelselciliği (ölçme) de bir teistten gelmektedir, bir natüralistten değil. Descartes’e göre Tanrı yaratılışa sadece başlangıçta hareket vermekle kalmamış, hareketlerin maddenin bir kısmından diğerine, doğanın 3 yasası ve çarpmanın 7 kuralı uyarınca aktarılmasını sağlayarak dünyadaki hareket miktarını korumaktadır. Descartes dedüksiyonu bilime kazandırmakla bilinir.
Newton:
Newton'ın dini inancından bahsetmeye gerek görmüyorum, zira adam bilim insanından çok ilahiyatçı da denilebilir. Pek bilinmez ama Newton Descartes'in dedüktif düşünme katkısına karşın hipotetik-dedüktif yöntemi ortaya koymuştur. Newton Principia adlı eserini yazarken karşılaştığı güçlükleri aşmak için diferansiyel hesabı bulmuştur ve bununla sadece yepyeni bir evren tablosu çizmekle kalmamış, felsefede ve bilimde önemli bir yeri olan yeni bir yöntem (hipotetik-dedüktif) oluşturmuş, yeni felsefi ve bilimsel problemlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Newton’un da natüralist olmadığını söylememize gerek yoktur herhalde. Newton’un bilimsel çalışmaları mekanist bir dünya görüşünü de temellendirmiştir.
Leibniz, Galileo, Locke ve Kepler:
- Leibniz hakkında konuşacak olursak o da tanrıya inanan insandı, tanrı varlığına dair tartışmalarda en yaygın kullanılan argümanlardan birisini oluşturan da bizzat kendisidir: Arguement from contingency.
- Kepler'ın teolojiye doğrudan bir katkısı olduğundan söz edemeyecek olsak da tanrıya inandığından şöyle emin olabilirsiniz: Kopernikan görüşü savunurken hristiyan incillerindeki görüşlerle evren arasında paralellikler kurarak yapar savunmasını. Başka eserlerinde de dini argümanlara yer vermişliği vardır.
- John Locke kendisi empirizmi yaygınlaştırmasıyla bilinir ve bilime empirizme kazandırmakla bilim felsefesinde iz bırakmıştır. Liberalizmle ve toplumsal sözleşme gibi konularla bilinir, kendisi başka dinlerin mensuplarına tolerans gösterilmesi gerektiğini söylese de inançsızlara karşın tolerans karşıtı olmuştur. "İnsan tanrının varlığını sezgisel olarak bilir" gibi ona atfedilen söz de var, bu söze bakarak kimileri Locke'ının empirist olduğu kadar rasyonalist olduğunu da öne sürer.
- Galileo: Galileo konusunda ihtilaflar var denilebilir belki, Katolik olarak bilinse de Kimileri sırf işkenceden kaçınmak ve kendisini güvenceye almak için katolikmiş gibi davranan bir ateist olduğunu iddia eder ama buna dair bir esas var mıdır? Bilmem.
ÖZET:
Yazıyı sonlandırmamız gerekirse soruda şöyle sorunlar var:
- Bilime natüralizm kamufle edilmiş değildir.
- Bilime natüralistler natüralizmi veya herhangi bir şeyi kamufle ettiği de asılsız iddiadır.
- Bilimsel yöntemi şekillendirenler de natüralist değil.
Dolayısıyla soru'nun asılsız bir şehir efsanesi olduğunu söyleyebiliriz.
Kaynaklar:
- Doç. Dr. Hasan Tutar. Bilim ve Sözde Bilim. Ankara, Seçkin yayıncılık A.Ş. Nisan 2014. ISBN: 978-975-02-2843-8
- Prof. Dr. Şafak Ural. Bilim Tarihi. İstanbul, Çantay kitabevi, Ocak 2000. ISBN: 975-7206-32-6
- David Wootton. Bilimin icadı Bilim devriminin yeni bir tarihi. İstanbul, Yapı Kredi Yayınları Ocak 2019. ISBN: 978-975-08-4380-8
- Profesör Cemal Yıldırım. Bilim Felsefesi 13.baskı. İstanbul, Remzi kitabevi. Mart 2010. ISBN: 978-975-14-0294-3