“Okul=Mutluluktur!”
Aslında olması gereken budur. Fakat ne yazık ki rekabete dayalı, birinin kazanmasının yegane koşulunun başka birinin kaybetmesine indirgendiği bir eğitim sisteminde bu bir hayal bile olamıyor.
Bu konulara yönelik bütün yazı ve cevaplarımda ısrarla altını çizdiğim şeyin altını bir kez daha çizme ihtiyacı duyuyorum ne yazık: Her eğitim sisteminin dayandığı bir felsefe vardır ve bizim eğitim sistemimizin dayandığı felsefe pragmatizmdir. Çıkar için her yolu mubah kılan felsefe. Dayanışmayı değil yarışmayı ve rekabeti dayatan felsefe.
Hal böyle olunca da bir bütün olarak eğitim sistemimiz, okuldan sınıfa, öğretmen niteliğinden müfredata, hedeflerden sınavlara kadar her konuda bu eğitim felsefenin birer aparatına dönüşüyor ve değil öğrenmeyi öğrenmek, salt tek başına öğrenmek bile önemsizleşip yerini ezberlemeye bırakabiliyor.
Bu kadar yanlışın içinden bir doğru çıkarmak cidden çok zor.
Fakat tamamen çıkışsız da değiliz. Size önerim ilk aşamada dersi derste öğrenmektir. İyi bir dinleyici ve yeri geldiğinde anlamadığınıza yönelik soru sormaktan çekinmeyen ısrarcı bir öğrenci olarak.
İkinci aşama ise tekrardır. Özellikle not alarak tekrar… Her kafamıza bir şey takıldığında başka kaynaklardan da araştırarak yapılan tekrar öğrenmeyi öğrenmenin ilk adımıdır.
Üçüncü aşama mini sınavlarla bilgilerimizi sınamak.
Dördüncü aşama öğrendiklerimizin hayatımızdaki karşılıkları üzerinden ( yaşamıma katkısı ne, ne işime yarar, başka zaman ve ortamlarda bu bilgiyi nasıl kullanabilirim vb. gibi.) muhasebesini yapmak .
Ve hepsinden önemlisi ve hepsinin maymuncuk anahtarı olacak olan bol bol okumak ve yazmak. Hem de her alanla ilgili ve kesintisiz ve zevk için. Zira bunu başarabildiğimizde, olay ve olgular arasındaki görünmez sanılan bağ görünür hale gelir ve işe yaramaz sanılan bilgi muazzam bir işlev görmeye başlar. İşte bu öğrenmeyi öğrenmektir.
Bunun son aşaması ise, ola ki bu alana yönelir ve öğretmenlik mesleğini seçer isek, okulu mutluluk ile eşdeğer kılacak bir pratiğin içerisine girmektir. Çok zor fakat bir o kadar da doyumsuz. Sevgiyle…