Eğer yeterince doğru anlayabildiysem insan beynini bir tabula rasa (boş levha) olarak kabul etmiş ve bu manada pek çok filozoftan bile daha da radikalleşerek insanı iç güdülerden soyutlamışsınız, buradan da "İnsan doğuştan gülebilen bir canlı mıdır?" ve "İnsan neye güler?", "İnsan toplumun onu şekillendirdiği şekilde mi güler?" sorularına geliyoruz.
Bilhassa bu duygunun insanın doğumundan sonra, konuşma gibi sonradan edinilen bir refleks olduğunu belirtmekte fayda var. Ama gülmek, konuşabilmekten bağımsız olarak 3 aylık bir periyot içerisinde, bebeğin vücut gelişimi ile doğrudan ilgili ve belirli bir öğrenimden ziyade doğuştan gelen bir yetenek. Bunu da sağır ve kör bebeklerin gülebilmesinden anlıyoruz.
Evrimsel açıdan baktığımızda ise gülmek atalarımız için bir "iyi niyet" sinyali olmuştur. Günümüzde bir türdeşimizle tanıştığımız zaman bizler üzerine olan düşüncelerini ve niyetini konuşarak halledebilecek kadar zeki canlılar olsak da atalarımızın dillerini kullanma becerileri bizimkiler kadar gelişmiş olmadığı için gülümsemek bu anlamda iyi bir gösterge olmuş ve günümüze kadar taşınmıştır. Bizler gibi gülümseyebilen kuzenlerimiz şempanzeler de bunun bir kanıtı olarak hala var olmaktadırlar.
İnsanın neye güldüğü sorusu ise hala kesin olarak cevaplandırılabilmiş değil. İnsanın korkuları dolayısıyla gülen ve bu yetisini zamanla edindiği korkularına göre geliştiren canlılar olduğunu söyleyen teoriler varken, bazı bilim insanları ise günümüzde hala primatlarda yaygın bir dostluk göstergesi olan "arkadaşını tımar etme" eyleminin karşılığı olarak insanların gülebildiğini söylüyor. Tabi ki gülmek artık tek bir sebebe indirgenemeyecek kadar gelişmiş bir refleks ve sıradan bir insanın neye güldüğünün sebebini harfi harfine çözmemiz mümkün değil ama bu duygunun kökenleri hakkındaki araştırmalar hala devam ediyor.
Buraya kadar olan kısım insanın gülme yetisinin sonradan kazanılan bir yetenek ya da dayatma olmadığını açıklayabilmek içindi.
Sorunuzu psikolojik açıdan ele alacak olursak: hem evet, hem de hayır. İnsan büyüdükçe, doğuştan gelen yetenekleri ve eğilimleri sayesinde kafasında bir "hayat" şeması oluşturabildiği ve yaşadığı sosyal etkileşimlerin neticelerini kendi iç güdülerine ya da geçmişteki interaksiyonlarına bağlı olarak sonradan kafasında oluşturduğu şemayla eşleştirebildiği için kimi olaylar insana komik gelirken kimileri gelmeyebilir. Belki doğuştan size komik gelecek bir olay geçmişte yaşamış olduğunuz ailevi sorunlar sonucunda sizde travmalar yaratabilir. Veyahut normalde size komik gelmeyecek bir olay içinde bulunduğunuz sosyal çevrenin etkisiyle sizleri kahkahaya boğabilir. Örneğin bir stand up komedyenini canlı izlemenin onun kayıtlarını izlemekten çok daha komik olmasının sebebi bulunduğunuz atmosferdir.
Bu durum yalnızca gülme yetimiz için değil tüm duygularımız için geçerlidir ve sosyal kabul ihtiyacı insanı hiç olmadığı kadar değiştirebilir. Umarım istediğiniz yanıtı almışsınızdır.