Muhafazakârlık, tek bir kelime ile "tutuculuk" demektir. Yani " var olan düzenin değişmemesi gerektiğini" savunur. Ama bu tanımda biraz acımasız olabilir. Çünkü muhafazakarlık sadece var olan sistemin değişmemesini savunur diye bir şey de değildir. Çünkü bazı muhafazakarlar değişimi savunur ama bunun hızlı değil oldukça yavaş olmasının gerektiğini düşünürler. Kısacası muhafazakarlık " var olan sistemin değişmemesi ya da yavaş değişmesini savunan" bir ideolojidir diyebiliriz.
Ülkemiz insanı için konuşursak eğer dinciler muhafazakar olarak görülür. Yada kendisini muhafazakar olarak tanımlayan biri dine yatkındır. Hatta siyasi görüş olarak"sağ" tarafta olanlar da muhafazakârlık düşüncesine yakındırlar. Ancak "sol" eğilimli biri muhafazakar düşünceye karşı daha mesafeli ve eleştireldir. Bunu ülkemiz için yorumladım. Bu tabi ki farklı toplumlar da farklı bir bakış açısı ile ele alınabilir. Sonuç olarak ülkemizde çoğunlukla dinci olanlar arasında muhafazakar düşünce daha yaygındır.
Ancak muhafazakarlık göçmen karşıtlığı değildir. Yani en azından ortaya çıkış dinamiklerinde böyle bir şey yok. Bu durum, ülkeden ülkeye, o anki politik yapıya göre değişebilir. Örneğin Ak parti muhafazakar bir parti. Ancak göçmen politikasını uygulayan bir parti. CHP ise muhafazakar bir parti olmamasına rağmen göçmen politikasını eleştiren bir parti. MHP'de 2017'den önce ( muhafazakar bir parti olduğunu hatırlatalım) göçmen politikasını eleştirirken, bu tarihten sonra göçmen politikasını savunmuştur.
Ancak sonuç olarak daha muhafazakar olanlar kendi ülkelerine yabancıların gelmesini hoş karşılamazlar. Bu konuda mülteci ile iş aramak için yapılan göçü ayırmalıyız diye düşünüyorum. Mülteci konusu o anki siyasetin dinamiklerine göre yorumlanabilirken az önce dediğim gibi muhafazakar olan biri ise kendi ülkesine çalışmak için gelen yabancılara kötü göz ile bakabilir.
Ayrıca Platon ( eflatun) ve Konfüçyüs bu ideoloji'nin önde gelen düşünce adamlarındandır.
127 görüntülenme