Katolik kilisesinde ikonik unsurlar oldukça fazladır. Hz. İsa'nın kefeni, son akşam yemeğinde kullanılan kutsal kase, Ağlayan Meryem Ana heykelleri, cesedi çürümeyen ve bazı kiliselerde sergilenen aziz veya azize naaşları, Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği ahşabın parçaları, Roma'lı askerin mızrak ucu (Hz. İsa'nın öldüğünden emin olmak için sağ tarafına batırılan ve kanının bulaştığı mızrak) v.s. Üstelik bunlardan bazıları bir tane olması gerekirken (Kutsal Kase gibi) bir kaç kilisede olabiliyor.
Protestan kilisesinin hikayesi biraz farklı olsa da, Ortodoks kilisesinin katoliklerden ayrılmasında, ikonik unsurlardaki bu abartılı eylemler, temel nedenlerden birini teşkil eder. Ortodoks kilisesine göre; bu unsurlar o denli abartılmıştır ki asıl ibadet edilmesi gereken Tanrı bir kenara bırakılmış ve ikonik, insan yapısı materyallere tapınmaya başlanmıştır (6 y.y. sonlarında Ortodoks kilisesi, merkezi İstanbul'da olmak üzere Roma kilisesinden tamamen ayrılmıştır).
Ayrılığın ilk nedenleri içerisinde politik çekişmeler olsa da, özellikle 8. ve 9. yüzyılda yukarıda saydığımız neden etkili olmuştur. Bu kısımda Bizans yönetiminin İslam kültüründen etkilendiği de söylenir. İslam sonradan Tanrıya ortak koşulabilir düşüncesiyle, tüm resim, heykel ve benzeri sanatları yasaklamış veya belli sınırlar içine sokmuştur.
Sonuç olarak; Katolik kiliselerinde, halka neredeyse gösteri niteliği olan (Özellikle Güney Amerika kiliselerinde durum çok abartılmıştır) pek çok ritüel ile karşılaşabilirsiniz.