İzole ilkel kabileler halen mevcut günümüzde. Bir varlık temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılama seviyesinde iken, sofistike ihtiyaçlar edinemez. Yaşamda kalma dürtüsü, diğer bütün gereksinimleri yok edecek güçtedir. Tehlike anında beyin sapı, diğer bütün analitik mantıklı kısımlara darbe yaparak, yaşamda kalmayı garantiye alacak kesin, net, gerekirse yok edici davranış modeline geçer.
Yaşam şartları, o şartlarla mücadele biçimi, organizmanın düşünce yapısını belirler kısaca. Potansiyeliniz olsa dahi, varoluşa anlam yükleyemeyeceğiniz şartlarda yaşadığınızda, din, maneviyat gibi konular sizin için anlamsız olacaktır.
Bunun yanında hayvanlar, doğal olmayan ortamlarında, temel yaşamsal ihtiyaçları gideriliyor olsa da kognitif fonksiyonları, varoluşu kavrayış ve ona anlam yüklemede yeterli bir perspektif sunacak derinlikte değil bildiğimiz kadarıyla.
İlkel ya da günümüzdeki dimnler kimine saçma anlamsız, kimine gerekli gelebilir. Ancak her ihtimalde, varoluşu anlamanın düzeyiyle ilgili, onu tanımlamanın bir üst noktası olduğu su götürmez bir gerçek. Sonucun ne olduğundan bağımsız, bir tasarımcıyı kabul etmek ya da reddetmek, evreni bir bütün olarak anlamayı ve ona dair öngörüde bulunmak, üst düzey kognitif fonksiyonları gerektirmekte.
Şimdiye kadar sosyal beceriler, yardımlaşma, koruma gibi bazı etik değerler görülmüş olsa da, bilindik anlamda dimn gibi kompleks bir yaklaşım hayvanlarda görülmemiştir.
Aslında hayvanlar için dimn öngörüsü, onları insanla kıyaslamaktan çıkan bir beklenti. Her canlı türü, kendi uyumlanma sürecine özeldir. Bize göre gelişmiş yetenek vs, ile ölçülmesi doğru değildir. Çünkü doğada üstünlük yoktur. Eğer üstünlükten bahsedecek olsaydık, bu, türün içinde bulunduğu habitata en yüksek düzeyde uyumlanması üzerinden değerlendirilebilirdi ancak.
Aslında hayvanlar için dimn öngörüsü, onları insanla kıyaslamaktan çıkan bir beklenti. Her canlı türü, kendi uyumlanma sürecine özeldir. Bize göre gelişmiş yetenek vs, ile ölçülmesi doğru değildir. Çünkü doğada üstünlük yoktur. Eğer üstünlükten bahsedecek olsaydık, bu, türün içinde bulunduğu habitata en yüksek düzeyde uyumlanması üzerinden değerlendirilebilirdi ancak.
Doğa gereklilik prensibine göre işler. İyi kötü, doğru yanlış, üstün aşağı, gelişmiş ilkel gibi tanımlar tamamen bizim sapiens nevroza hastalığımızın çıkarımları aslında.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Https://Dergipark.org.tr/Tr/Pub/Marusbed/Issue/17844/187122. (13 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 13 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı