İnsan dili, karmaşık soyut kavramları, geçmişi ve geleceği tartışabilen, hipotez kurabilen bir yapıya sahiptir. Maymunların iletişim sistemleri (vokal ya da işaret temelli) bu düzeyde soyutlamaya ve sözdizimine izin vermez. Onlara yüzlerce işaret öğretilebilir, ancak "ortak ata", "evrim", "milyonlarca yıl" gibi soyut ve zamana yayılan kavramları kavramaları neredeyse imkansızdır. "Ortak ata" kavramını anlamak için, soyut düşünme, nedensellik ilişkisi kurma, çok büyük zaman dilimlerini zihinde canlandırma ve benzerlik/farklılıkları sistematik olarak karşılaştırma yeteneği gerekir. Maymunlar zekidir, ancak bu ölçekte bir teorik çerçeveyi kavrayacak bilişsel donanıma sahip değillerdir. Onlara maksimum "bak, benim de 5 parmağım var seninde" veya "sende alet kullanıyorsun bizde alet kullanıyoruz" benzerliklerini gösterebilirsiniz. Bir şempanze, bir insanla oynarken, sarılırken veya ona baktığında, muhtemelen kendisini "farklı ama tanıdık" bir varlık olarak görüyordur. Bu "tanıdıklık" hissi, aslında bizim bilimsel dilimizle ifade ettiğimiz ortak kökenin en saf, en dolaysız ifadesidir. Yani, onlara kelimelerle anlatamayız, ama birlikte yaşayarak ve etkileşime girerek, bu derin biyolojik bağı hissettirebiliriz.