İlginç bir soru...
İnsan, tüm canlılar gibi evrimleşerek belirli beceriler kazanmış bir tür. 5 duyu da bu becerilerden biri. Neticede evrenin fiziki bir gerçekliği var ve biz bu algılarımızla çevremizi ve evreni algılıyoruz.
Algıladığımız bu verileri bir şekilde ifadeye döküyoruz. Anlayabilmek, edindiğimiz bilgileri depolayabilmek, iletebilmek bu şekilde mümkün oluyor. Ben elma dediğimde Türkçe'yi bilen ve kullanan herkes için bu kelime aynı şeyi işaret ediyor. Bu şekilde herkes beni anlıyor. Dil, matematik, her türden betimlemeler ve tanımlamalar bu kapsamda. Söylediğiniz gibi bunların hepsini uydurulmuş şeyler olarak görebiliriz ama bir amaca hizmet ediyor bunlar. Burada bir sorun yok bence.
Evreni olduğu gibi algılayıp algılamadığımız ya da eksik algıladığımız konusunda ise gözden kaçan bir nokta var: Bir insanoğlu, ulaştığımız teknolojik ve bilimsel seviye sayesinde, normalde algılayamayacağımız evreni de algılayabilir hâldeyiz. Çıplak gözümüz ile göremediğimiz ışıklar, çıplak kulaklarımızla duyamayacağımız çok düşük frekanstaki sesler, en son kütleçekim eğrilerini bile gözlemledik. Yine eksik olduğumuz şeyler vardır elbette ama evreni, geçmişe ya da ilkel insana göre hayli detaylıca algılayabildiğimizi iddia edebiliriz.
Bugün algılayamadığımız başka bir çok şeyi gelecekte algılayacağız mutlaka. O nedenle eksiklerimizin olması, elde ettiklerimizi anlamsız kılmıyor. Başaramadıklarımız var diye başardıklarımızın tadını çıkarmayacak değiliz. O nedenle ortada bir sorun olduğu kanısında değilim.
Ve sizin bilgi ve algı düzeyinizi bilemeyeceğimiz için bilmediğiniz ya da yanlış anladığınız bir şey söyleyemeyiz.
Umarım açıklayıcı olmuştur. Sağlıcakla.