Bu gayet yanıltıcı "çarşaf analojisi"nin birilerinin kafasını karıştırdığından zaten emindim ama bu seviyede "çarşafsı" bir soru ile karşımıza geleceğini düşünmemiştim.
Benzetimler (Daha akademik ve entelektüel ağızla analoji diyoruz ki benzetim desek daha iyi) elbette, anlamakta güçlük çektiğimiz şeyleri anlamamıza yardımcı olurlar ancak aslında bir yandan da "teşbihte hata olmaz" diye de bir ön kabul var. Teşbih de benzetmek demek zaten ve bu söylem de benzetimleri çok esnetmemek, esas meseleyi anlamaya çalışırken benzetimi fazla zorlamamak gerektiğini hatırlatır.
Çarşaf benzetimi bence, dediğim gibi hayli yanıltıcı. Çünkü çarşaf, iki boyutlu bir yapı ancak uzay üç boyutlu. Buna göre uzayı, çarşafla anlatacak isek, üst üste serilmiş çok fazla sayıda çarşafı gözümüzün önüne getirmemiz gerekli. Yani o şematik gösterimlerdeki, ortasında top olup da esneyen çarşaf aslında, kendisinin üzerinde ve altında var olan sayısız kat çarşafla birlikte esniyor. Böyle anlatınca da meseleyi çarşaf benzetimi ile anlamanın pek de kolay olmadığı anlaşılıyor.
Ben çarşaf yerine, bir denizin dibinde bulunan kuyu benzetimi kullanıyorum genelde. Aslında bu da eksiksiz bir benzetim sayılmaz ama çarşaftan çok daha iyi. 10 metre derinliğindeki bir denizde deniz suyu sürekli kuyunun içine akıyor olsa, suyun yüzeyinde, 1 metre derinliğinde, 2 metre derinliğinde, 3-4-5.... metre derinliklerde nasıl bir akım olur? İşte bu benzetim 3 boyutlu en azından.
Neyse... Gelelim "yırtılma" benzetimine. O çarşaf yırtılmaz. Neden? Çünkü uzay çarşaf değil, su. Denizin suyu. Su yırtılır mı? Hayır. İstediğiniz kadar yüksek hızla çekilsin, başka su molekülleri o bölgeyi doldurur. Çünkü aslında uzayın dokusu, bir maddeyi oluşturan atomlar gibi birbirine bağlı değil. Bir kopma noktası yok. Eğilir, bükülür, esner ama kopmaz. Şimdi yine "suyu ışık hızıyla hareket ettirsek" gibi benzetim esnetmelere girebiliriz ama işte... Teşbihte hata olmaz. :) Ama dediğim gibi uzay üç boyutlu bir yapı. Ve uzayın dokusu atomlardan, moleküllerden, birbirine bağlarla bağlı yapılardan, parçacıklardan oluşmuyor. O nedenle bir kopma, yırtılma noktası yok. En azından bizler ve bugün için. Hep diyorum, Dr. Steven Strange, ellerinden çıkardığı kıvılcımlarla evreni nasıl yırtıyor, buyursun bir bilim insanı olarak (bir de doktor olacak, ayıp) anlatsın ki biz de öğrenelim. O anlatıp bilim dünyasını ikna edene kadar bu böyle.
Son olarak, uzayın esnemesini, hiç bir benzetime gerek bırakmadan, şematik olarak gösteren bir gif vereyim ki konu kapansın... Kaynağı tıklayınız...[1] Sağlıcakla...
Kaynaklar
- tumblr. Uzayın Bükülmesi. Alındığı Tarih: 16 Kasım 2022. Alındığı Yer: Forbes | Arşiv Bağlantısı