Devlet zihinsel bir organizasyondur. Ekteki kaynakta geçen tüzel varlık veya kişilik tamamen zihinsel bir olgudur. (Tıpkı para gibi veya altın gibi paranın altının da hiç bir değeri yoktur paranın veya altının değerini ona insanlar zihinleriyle verince değerli olurlar. Bunlar tamamen insan zihinselliğe dayanan ve bu şekilde ortaya çıkan olgulardır) Devletlerin kendi varlığı yoktur. Devlete dair bütün bilgi, hiyararjisi veya astlık üstlük ilişkisi insanların zihinlerinde ki bilgiden ibarettir. Bu açıdan devlet kavramını ortaya çıkaran insan zihnidir.[1]
Devleti buna göre o ülkede yaşayan insanlar oluşturur ayrı bir varlığı yoktur. Zihinsel bir kabuldur insanlar arasında. Ülke (sınırları) da zihinseldir. Carl Saganin dediği gibi uzaydan bakınca coğrafya üzerinde hiç bir sınır yoktur. İnsan zihnindeki sınırlar tabi Çin Seddi gibi eyleme geçerse ancak o zaman sınırlar uzaydan görülebilir.
Devlet zihinsel bir organizasyon olduğuna göre o ülkedeki insanlar dışında bir varlığı özünde yoktur. Bu açıdan bir devletin yönetim şekli değişse de veya yeni devlet kurulsa da insanlar yani halk aynı halktır ve borçlar da sonuçta aynı insanların borçlarıdır. Aksini düşünmek etik değildir.
Etik olmadığı için de bunu karşı tarafa kabul ettirmek de zor ve bazen mümkün olmayacaktır. Karşı tarafın beklentisine de doğal olarak uymaz. Çoğu zaman bir şeyin makullğünü her iki tarafın etik beklentileri mantık çerçevesinde oluşturur ve taraflar arasında buna göre bir uzlaşma çerçevesi oluşur. Dolayısıyla Milli mücadelede de bu etik ilkeler bizim için bu borçları kabul edilebilir hale getirmiştir.
Kaynaklar
- Wikipedia. Toprak Bütünlüğüne Bağlı Olarak Siyasal Örgütlü Bir Ulusun Ya Da Uluslar Topluluğunun Oluşturduğu Tüzel Varlık. (12 Ekim 2006). Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı