Makale yazmak için hiçbir zaman geç ya da erken değildir. Önemli olan, kişinin içinde araştırma şevki olması ve bunu bir metodu takip ederek kağıda dökebilecek disipline sahip olmasıdır. Gerisi, lafügüzaftır. Yazınız, paylaşınız... Sonra hatalarınızı gösterenleri dinleyiniz daha çok okuyunuz daha çok yazınız. Yazım biçimi ve kalitesi yazarak gelişir. Sürekli yazmak ve bunu yaparken okumaya devam etmek, makale yazmanın tek yoludur demek de abartılı olmaz.
Dolayısıyla, iyi bir makale ortaya koymak ise bazı kritik nüanslara dikkat etmeyi gerektirir. İlk başta yazdıkça daha da çok yazmalı ve bunu yaparken de her zaman eleştirileri, yeri geldiğinde kötü niyetli kişilerden gelenleri bile alıp makuliyet süzgecinden geçirip almayı bilmelidir kişi. Bu süreç sanatsal bir yazından da bir yerde ayrıldığı noktadır bilim yazarının. Zira bilim yazısı, akademik bir metin, bilgi vermeyi amaçlar, yazar metin içinde silikleşmelidir. Bu durum belli bir kişisel olgunluk da kazandıracaktır araştırmacıya.
Ayrıca bir bilimsel metin çok okumayı gerektirir. Literatüre hakimiyeti gerektirir. Öyleyse bir taraftan da çok okumalıdır kişi. Fakat iyi bir metin çıkarmak son kertede bu iki ayrı işi sekronize yapabilmek ile de ilgilidir. Hayata okuma ve yazmayı bir yerden dahil etmek, akademik camiada kabul edilecek bir makale yazmanın, niteliksel olarak da yapılan işin değerli olmasının en önemli başlangıç safhasıdır.