Elbette. Eğer konuyla alakasız bir başka hastalığı yoksa, sadece lezbiyen olmasının doğurganlığı ile hiçbir alakası yok.
Burada kafanızı karıştıran şey cinsel yönelim ve biyolojik cinsiyet arasındaki fark.
- Lezbiyenlik, bir cinsel yönelim. Yani bu kadınlar, kendi cinsiyetinden olan diğer kadınlara romantik ve cinsel bir çekim hissediyorlar.
- Ancak bir önceki cümleden de anlayabileceğiniz üzere, lezbiyenler, en yaygın anlamıyla, biyolojik olarak kadınlar.
Biyolojik olarak dişi ("kadın") ve erkeği romantik ve cinsel duygularına bakarak değil, (genellikle) ya eşey hücrelerine bakarak ya da kromozomlarına bakarak ayırt ediyoruz:
- Eşey hücrelerinden daha iri ve az sayıda üretilene ("yumurta") sahip olana "dişi", daha ufak ve çok sayıda üretilene ("sperm") sahip olana "erkek" diyoruz.
- Eğer incelediğiniz canlı insan gibi plasentalı memeli bir hayvansa, (genellikle) iki çift X kromozomu olana "dişi", 1 X ve 1 Y kromozomu olana "erkek" diyoruz.
Ki bu iki yöntemdeki eşeyler/cinsiyetler (genelde) birbiriyle örtüşüyor.
Yani biyolojik olarak dişi olan bir kadın, hemcinslerine, karşı cinsiyete veya her ikisine birden ilgi duyabilir (veya hiçbirine ilgi duymayabilir).
Cinsiyeti (hangi kromozomlarla doğduğu) ile cinsel yönelimi (kime aşık olduğu) iki ayrı olgu. Biyolojik olarak doğurganlık potansiyeli de cinsiyet ile belirleniyor. Cinsel yönelim anca seks ihtimaline etki edebilir; ancak bu kadınların rahimlerine sperm ulaştırılacak olursa onlar da rahatlıkla gebe kalabilirler - ki yapay döllenme lezbiyenler arasında çocuk sahibi olmanın yollarından biri.
240 görüntülenme