Ben malesef ki, benden önce cevap veren Fatmanur Hanım gibi bu konuda iyimser yaklaşmıyorum. Bireysel tedbir ve hareketlerin olmasını destekliyorum ama bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Çünkü kirlilik konusunda şahıslar, oldukça kaale alınmayacak derecede düşük etkiye sahip. Yani siz, ben hatta tüm Türkiye bireysel olarak su tasarrufu sağlasa ayda kişi başı maksimum 250 lt su tasarrufu sağlarız.
Bu ilk başta güzel bir veri gibi gelebilir lakin bir yemek fabrikasının, içecek fabrikasının veya tekstil fabrikasının tükettiği suyun dakikada tonlarla olduğunu göz önüne aldığımızda bunun bir önemi kalmıyor. Dünyadaki su tüketiminin %75 enerji, lojistik, ticaret olduğunu düşünürsek bize pek de bir şey kalmıyor. Karbon salınımında aracımız 100 km menzilde 7 ile 10 litre yakıt ki bu genelde benzindir yakıt yakarken bir tır 30 lt dizeli rahatlıkla tüketiyor. Bir gemi saate 100 lt rahatlıkla yakıyor. Biz bir plastik ürünü defaatle kullanırke bir boya fabrikası tek başına bir nehri kullanılamaz hale getirebiliyor. Bakınız Ergene Nehri...
Haliyle eğer bir önlem ve tedbir alınacaksa başta sanayi, lojistik, enerji sektörlerinde uygulanması gerekiyor. Ağaçlardan daha fazla fotosentez sağlayan bitkileri yaygınlaştıralım önemli değil. Temizlik kirletmeme ile başlıyor.
Küresel ısınma sorununu çözmek için çok da bir şey yapamayız. Çünkü iklimler stabil değil. Zamanla değişiyor ve zaten değişecekti. Ama bu kirliği durdurmamız gerekiyor yoksa kendimizin dahi yaşayacağı bir Dünya bırakmayacağız. Bu konuda tedbir almak yerine işe mühendis gibi çözüm odaklı değil sosyal bilimci gibi sorunun kaynağını bulmak amaçlı bakmak gerekiyor. Bunun için de bolca araştırma yapmamız gerekiyor.
Şuanki verilerimiz bu ısınmayı eğer şartları sağlarsa stabilte edebileceğimiz yönde. Ama bunun için de öncelikle sanayi sistemini değiştirmemiz şart. Geridönüşüm oldukça önemli. Son noktayı ve kavşağı kaçırmadık. Daha yaşababilir bir hayatın kavşağına girmemiz için oldukça süratliyiz. Haliyle kavşağı şuanki hızımızla kaçırmamız da oldukça olağan. Çünkü hem frenlemeye niyetimiz yok hem de zamanımız dar.
Kitlesel bir kamuoyu oluşturmayı becerebilirsek bu beladan kurtulmak demeyelim ama iyi bir zaman kazanmamız oldukça mümkün.