Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Onur Avcı
Onur Avcı
20K UP
Üye 13 Mayıs 2020
2

Kuantum dolanıklığı nedir?

631 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
4 Cevap
Lüzumsuz Adam
Fizik öğrenicisi 3 Temmuz 2020

Dolaşıklık klasik dünyada karşımıza çıkmayan bir kavram.

Kuantum fiziğinde bir parçacığın durumu dalga fonksiyonu denilen bir fonksiyonla tanımlanır. Dalga fonksiyonu bu parçacık hakkındaki bütün bilgiyi içerir. Parçacık üzerinde herhangi bir ölçüm yapıldığında sonucun hangi olasılıkla ne çıkacağı bilgisinden ibarettir bu bilgi. Parçacığın durumunun zamanla değişimi bu fonksiyonun zamanda değişimi ile temsil edilir. Kuantum fiziğinde dalga fonksiyonunun zamanda değişimine dair çeşitli denklemler mevcuttur.

Birden fazla parçacıktan oluşan bir sistemin durumu ise yine bir dalga fonksiyonu ile anlatılır, tek parçacık fonksiyonundan birazcık daha karmaşık bir fonksiyondur bu. Dolaşıklık matematiksel olarak birden fazla parçacıktan oluşan sistemin dalga fonksiyonunun, sistemi oluşturan parçacıkların tek tek dalga fonksiyonlarının çarpımı olarak yazılıp yazılmayacağı sorusunun yanıtında ortaya çıkar. Sorunun yanıtı "evet yazılabilir" ise dolaşıklıktan bahsedemeyiz, bir parçacığın durumu diğerlerinden bağımsızdır gözüyle bakabiliriz. Eğer soruya "hayır yazılamaz" yanıtı veriyorsak dolaşıklıktan bahsediyor olmamiz çok muhtemeldir. Sistemi oluşturan parçacıklardan birinin durumu diğerinden bağımsız olarak düşünülemez. İşte bu yüzden bir parçacığın üzerinde yapılan ölçümün, sistemdeki diğer bir parçacığın üzerinde yapılan ölçüm sonucunu belirlemesi gibi tuhaf bir durum söz konusu olur.

Tüm Reklamları Kapat

Klasik fizik kavramları ile düşündüğümüzde, sanki iki parçacık arasında bir etkileşim varmış gibi görürüz. Ancak böyle bir etkileşimin varlığının kabulü yine klasik fizik çerçevesinden baktığımızda içerisinde birçok çelişki barındırır. İki parçacık arasında bir sinyalin ışıktan hızlı iletilmesi bunlardan bir tanesidir. Böyle bir içerik durum ortaya çıkardığından Einstein dolaşıklığa dair "uzaktan tuhaf etki" gibi bir betimleme kullanmıştır.

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Dolaşıklık . (3 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 3 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur 13 Mayıs 2020

1930'larda, Albert Einstein’ın kuantum mekaniği konusunda çekinceleri vardı. Bunun üzerine geliştirdiği teoriye göre gelişigüzel bir uzaklıkta da olsa evrende bir noktada olan bir olay bir başkasını anında etkiliyordu. Buna “uzaktan hayalet etki” ya da "uzaktan etkileyen korkutucu eylem" dedi. Çünkü bu tarz bir olayın saçma olduğunu düşünüyordu. Bu ışık hızından hızlı iletişim demekti ki bu görelilik kuramı ile çelişen bir durumdu. Şimdilerde ise bu deneyi yapabiliyoruz ve bulduğumuz şey gerçekten korkutucu bir olay.

Öncelikle spin (dönüş) denen olayın ne olduğunu anlamamız lazım.

Tüm temel parçacıkların bir dönüşü vardır. Hayır, aslında gerçekten dönmüyorlar. Ancak benzetme uygun bir benzetme. Açısal momentuma sahipler ve uzayda belli bir yönleri var. Şimdi, bu parçacığın dönüşünü ölçebiliriz, ancak öncelikle ne taraftan ölçeceğimizi seçmemiz lazım. Ve bu ölçümün sadece iki sonucu olabilir. Ya parçacık ölçümün yapıldığı yön ile örtüşecek ki buna yukarı dönüş (spin up) diyoruz ya da parçacığın dönüşü ölçümün yapıldığı yönün tersine olacak ki buna da aşağı dönüş (spin down) diyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Peki, parçacığın dönüşü dikey olmasına rağmen biz ölçümü yatay olarak yaparsak ne olur? Bu durumda parçacığın yukarı ya da aşağı dönüşü olması ihtimali yüzde 50 olur. Ve ölçümden sonra parçacık sahip olduğu dönüşü sürdürür, yani dönüşü ölçmek parçacığın dönüş yönünü de otomatikman değiştirmiş olur.

Peki, parçacığı dikeyden 60 derece gibi bir açı ile ölçersek ne olur? Bu durumda parçacık daha çok ölçümün yapıldığı yönde döndüğü için 3/4 kez yukarı doğru, 1/4 kez de aşağı doğru döner. Bunun olma olasılığı açının yarısının kosinüsünün karesi ile ilişkilidir.

Olasılık (yukarı dönüş) = P(^) = cos (q/2)^2

Olasılık (aşağı dönüş) = P(⌄) = sin (q/2)^2

Tüm Reklamları Kapat

Einstein'ın önerdiği gibi bir deney bu parçacıklardan ikisini kullanarak yapılabilir, ancak belirli bir şekilde hazırlanmaları lazım. Mesela kendiliğinden enerjiden oluşmalılar. Evrenin toplam açısal momentumu sabit olmak zorunda olduğu için, bir parçacığın dönüşü yukarı yönlü ölçülmüş ise aynı yönde ölçülmüş olan diğeri aşağı yönlü olması lazım. Burada belirtmek gerekir ki sadece aynı yönde ölçülmüş parçacıkların dönüşleri birbirinin tersi olur.

İşte burada işler biraz garipleşmeye başlıyor. Tüm parçacıkların iyi belirlenmiş bir dönüş ile oluşmuş olduklarını düşünebilirsiniz, ancak öyle değil. Sebebi ise şu: Dönüşlerinin dikey ve birbirine ters olduğunu düşünün.

Eğer ikisini de yatay olarak ölçersek, her ikisinin de yukarı yönlü olma ihtimali 50/50 olur. Yani iki ölçümün de aynı yukarı yönlü sonucu verme ihtimali yüzde 50 olur ve bu açısal momentumun korunumu yasası ile çelişir. Kuantum mekaniğine göre bu parçacıkların belirli bir dönüşleri yoktur bile. Bu parçacıklar dolanıktır, ki bu basitçe dönüşlerinin birbirinin tersi olduğu anlamına gelir. Yani bir parçacık ölçüldüğü ve dönüşü belirlendiği zaman, anında diğer parçacığın ölçümünün vereceği sonucu biliyorsunuzdur. Bu titiz bir şekilde defalarca deneysel olarak test edildi. Hangi açı ile ölçüldüğü, hangi dedektörlerin kullanıldığı ya da birbirlerinden ne kadar uzak oldukları fark etmeksizin her zaman birbirlerinin tersi sonucu verdiler.

Şimdi durup bunun ne kadar çılgınca olduğunu düşünün. İki parçacığın da dönüşü bilinmiyor, siz birini ölçüyorsunuz ve anında öbür parçacığın dönüşünü biliyorsunuz, birbirlerinden onlarca ışık yılı uzakta olsalar bile. Sanki yapılan ilk ölçümün sonucu diğerinin sonucunu ışık hızından hızlı bir şekilde etkiliyor ki gerçekten de pek çok teorisyen sonucu bu şekilde yorumluyor.

Ancak Einstein bu gruba dâhil değil. Bu durum Einstein'in canını çok sıkmıştı. O da farklı bir açıklama getirdi; hangi açıdan ölçülürlerse ölçülsünler parçacıkların hangi dönüşe sahip olacaklarına dair gizli bir bilgiye önceden sahip olduklarını iddia etti. Sadece, ölçene kadar bizim bu bilgiye sahip olmadığımızı söyledi.

Parçacıklar uzayda aynı noktada oluştukları andan itibaren bilgi, parçacıkların içinde olduğu için parçacıklar arasında hiçbir sinyalin ışık hızından hızlı aktarılması gerekmeyecekti. Bilim insanları parçacıklar hakkında onları ölçünceye dek bilemeyeceğimiz şeyler olduğunu bir süre için kabul ettiler. Ama sonra John Bell bunu test edebilecek bir deney ile çıkageldi. Bu deney parçacıkların baştan beri gizli bilgi barındırıp barındırmadığını belirleyecekti.

Deney şu şekilde çalışıyor: İki tane dönüş dedektörü var ve her dedektör dönüşü 3 yönden birinde ölçebilecek şekilde tasarlanmış. Bu dönüş yönleri rastgele bir şekilde seçilecek ve birbirlerinden bağımsız olacaklar. Şimdi, dolanık parçacık çiftleri iki dedektöre de gönderilecek ve biz ikisinin de aynı, yani ikisinin de aşağı ya da yukarı olup olmadığını ya da birbirinden farklı olup olmadığını kaydedeceğiz. Bu deneyi rastgele ölçüm yönlerini değiştirerek tekrar tekrar yapacağız. Bunu iki dedektör ne aralıklarla farklı sonuçlar verdiğinin yüzdesini bulana dek devam edeceğiz. Ve önemli olan da bu, çünkü bu oran parçacıkların baştan beri gizli bilgi taşıyıp taşımadığını bize söylüyor.

Şimdi bunun niye böyle olduğunu görmek için, yani parçacıkların gizli bilgileri olup olmadığını görmek için farklı ölçümlerin tahmin edilen frekanslarını ölçelim. Bunu parçacıkların kendi aralarında gizlice anlaştığı bir plan olarak düşünebilirsiniz. Ve planın yerine gelmesi için gereken tek şart parçacıkların aynı yönde ne zaman ölçülürse ölçülsünler ters dönüş bilgisi vermeleri gerekiyor olması.

Yani örnek planlardan biri olarak, bir parçacık ne zaman ölçülse her ölçüm için yukarı sonucunu verecek ve ikizi her ölçüm yönü için aşağı dönüş sonucunu verecek. Ya da başka ikinci bir plan şu olabilir: Ölçülen parçacıklardan biri ilk yön için yukarı dönüş, ikinci yön için aşağı dönüş, üçüncü yön için yukarı dönüş sonucunu verirken ikizi ise ilk ölçüm için aşağı yönlü, ikinci ölçüm için yukarı yönlü, üçüncü ölçüm için ise aşağı yönlü dönüş sonucunu verecek. Tüm diğer planlar matematiksel olarak eşdeğer, yani bu iki planı kullanarak farklı sonuçların tahmin edilen değerlerini hesaplayabiliriz.

Birinci plana göre sonuçlar her zaman açık bir şekilde yüzde 100 olarak birbirinden farklı olacak. İlk plana göre seçilen yönler fark etmiyor, ancak ikincisi için hangi yönlerin seçildiği önemli. Örnek vermek gerekirse eğer iki dedektör ilk yönde ölçüm yaparsa, A parçacığı yukarı dönüş sonucu verecek, B parçacığı da aşağı dönüş sonucu verecek. Sonuçlar farklı yani.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak onun yerine B detektörü ikinci yönde ölçüm yaparsa sonuç yukarı yönlü dönüş olacak, yani aynı sonucu verecek. Bunu bu şekilde tüm kombinasyonlar için deneyebiliriz ve sonuç olarak bulduğumuz şey 5/9 oranında sonuçların farklı olduğu olur. Yani, ikinci planı kullanarak sonuçlar 5/9 oranında farklı olmalı ve ilk planı kullanarak sonuçlar yüzde 100 oranında farklı olmalı. Yani genel olarak parçacıkların gizli bir bilgisi varsa 5/9 oranından çok kere farklı sonuçlar görmemiz lazım.

Peki deney ne sonuç veriyor?

Sonuçlar sadece yüzde 50 oranında farklı oluyor. İşe yaramıyor! Yani deney farklı yönlerde hangi dönüş sonucu vereceklerine dair gizli bir bilgi taşıdıkları varsayımını çürütüyor. Peki, öyleyse kuantum mekaniği bu sonuçları nasıl açıklıyor? Şimdi dedektör A'nın ilk yönde ölçüm yaptığını hayal edelim ve sonuç yukarı yönlü olsun. Bu durumda anında diğer parçacığın aynı yönde ölçüldüğünde aşağı yönlü olacağını biliyoruz ki bu rastgele olarak 1/3 kez oluyor. Ancak, eğer B parçacığı diğer iki yönden birinde ölçülürse, yani 60 derece açı yapacak şekilde ölçülürse yazının başından da hatırlayacağınız gibi sonuç 3/4 kez yukarı yönlü dönüş sonucunu verir. Seçim yönleri 2/3 oranında rastgele bir şekilde seçildiği için B parçacığı 2/3 çarpı 3/4 eşittir 1/2 kez yukarı yönlü dönüş sonucu verecektir. Yani iki dedektör de sonuçların yarısında aynı sonucu verecek ve diğer yarısında ise farklı sonuç verecek, ki bu deney sonuçları ile birebir örtüşüyor.

Tüm Reklamları Kapat

Yani kuantum mekaniği açısından sıkıntı yok. Ancak bu sonuçların nasıl yorumlanacağı konusunda tartışma var. Bazı fizikçiler kuantum parçacıklarının gizli bir bilgi taşımadığı yönünde bir kanıt olarak görüyorlar ve dönüşlerinin ancak ölçüldükleri zaman bir anlam kazandıklarını söylüyorlar. Diğer fizikçiler ise dolanık parçacıkların ölçüldükleri zaman birbirlerini ışıktan hızlı bir şekilde uyararak gizli bilgilerini güncellediklerini düşünüyor.

Peki, bu ışık hızından hızlı bir şekilde iletişim kurabileceğimiz anlamına mı geliyor?

Herkes bunun olamayacağı konusunda hemfikir, çünkü dedektörlerden aldığımız sonuçlar rastgele sonuçlar. Hangi yönde ölçüm yaparsanız yapın ya da diğer dedektörde ne olursa olsun yukarı ya da aşağı yönlü sonuç alma ihtimalimiz yüzde 50 oluyor. Sonradan bu gözlemciler bir araya gelip sonuçlarını karşılaştırdıklarında, aynı yönü seçtiklerinde birbirlerine göre farklı sonuç aldıklarını görecekler.

İki veri seti de rastgele olacaktır, ancak diğer tarafın ölçtüğünün karşıtı bir şekilde rastgele olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Bu gerçekten de tuhaf bir durum, ancak iki yönlü iletişime izin vermiyor, yani bunun bilgi iletimine bir faydası olmaz. Bilginin ışıktan hızlı aktarılmasını sağlamıyor yani görelik kuramını ihlal etmiyor.

Ve işte bu, en azından Einstein’ı mutlu ederdi.

264 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Evrim Ağacı. (13 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 13 Mayıs 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 14 Ağustos
Orijinal Soru: Arkadaşlar kuantum dolanıklığını anlayamıyorum. Bana göre çok saçma. Anlayabileceğim şekilde anlatabilir misiniz?

İki tane çok yakın arkadaş olduğunu hayal et. O kadar yakınlar ki birinin başına bir şey gelse diğeri de aynı anda hissedebilir. Mesela biri çok mutlu olursa diğeri de anında mutlu olur. Üzgün olursa diğeri de üzülür.

Şimdi bu arkadaşları birbirinden ayırıp birini dünyanın bir ucuna diğerini de başka bir ucuna gönderdiğimizi düşünelim. Arkadaşlıkları o kadar güçlü ki hâlâ aynı anda aynı şeyleri hissedebiliyorlar. Biri mutlu olduğunda diğeri de dünyanın öbür ucunda olsa bile mutlu oluyor.

İşte kuantum dolaşıklık da buna benziyor. İki küçük parçacık o kadar yakın arkadaş oluyorlar ki ayrıldıklarında bile aynı anda aynı şeyleri "hissetmeye" devam ediyorlar. Birini gözlemlediğimizde diğeri de anında aynı duruma geçiyor. Sanki aralarında görünmez bir bağ varmış gibi.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Diğer sorunu da şöyle yanıtlayayım "Bir şeyin durumu o şey gözlemlenene kadar nasıl belirsiz olabilir?":

Bu kuantum dünyasının en ilginç yanlarından biri. Normalde etrafımızdaki şeylerin belirli bir durumda olduğunu düşünürüz. Mesela bir top ya masanın üstündedir ya da yerdedir. Ama kuantum dünyasında parçacıklar aynı anda birden fazla yerde veya durumda olabilirler. Buna "süperpozisyon" deniyor.

Bir madeni para havaya attığında havada dönerken hem yazı hem tura olma ihtimali vardır. Ama yere düştüğünde ve baktığında ya yazı ya tura olduğunu görürsün. Kuantum parçacıkları da biraz böyle gözlemleyene kadar birden fazla durumda olabilirler. Gözlemlediğin anda ise belirli bir duruma "düşerler".

Bu biraz kafa karıştırıcı olabilir, çünkü günlük hayatta böyle bir şeyle karşılaşmayız. Ama kuantum dünyası işte böyle maalesef :D

Kaynaklar

  1. A. Muller. What Is Quantum Entanglement? A Physicist Explains The Science Of Einstein’s ‘Spooky Action At A Distance’. (23 Ağustos 1970). Alındığı Tarih: 14 Ağustos 2024. Alındığı Yer: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Berk Mutlu
Berk Mutlu
62K UP
Öğrenci 14 Ağustos
Orijinal Soru: Arkadaşlar kuantum dolanıklığını anlayamıyorum. Bana göre çok saçma. Anlayabileceğim şekilde anlatabilir misiniz?

kuantumdolanıklık(veya dolaşıklık) dediğimiz terim basitçe birbirine bağlı en az iki elektron olmak üzere zamanında bir arada olan elektronların daha sonra ayrıldıklarında hala dolanık olduklarını anlatıyor. Ve en önemlisi de bu dolanık parçacıkların aralarındaki mesafe umursuzca birbirlerini etkiliyo olmasıdır. Şöyle düşünelim iki dolanık elektronumuz olsun ve bunlardan birine x diyelim diğerine de y. x elektronunu alıp evrenin bi ucuna, y elektronunu ise diğer ucuna yerleştirelim. Şimdi elektronlardan birinin spin(dönme) haraketini dikey düzlemde ölçelim, varsayalım ki x elektronunu ölçtük ve sonuç yukarı çıktı bu durumda otomatik olarak y elektronunun spininin de aşşağı olduğunu öğreneceğiz veya tam tersi y elektronunu ölçeriz sonuç ne gelirse tam tersi de x elektronunun spini olacaktır.Her şey normal gibi gözüksede gözden kaçmaması gereken bir nokta var burada:x elektronunun spin bilgisi diğer dolanık olduğu elektron a nasıl oldu da ''anında'' ulaştı, resmen evrenin bi ucundan diğer ucuna ışıktan hızlı bir bilgi iletimi oldu! ama hani E=mc2 hani ışıktan hızlı hiçbir şey yoktu? evet bu doğru ancak klasik fizik için doğru, kuantum fiziğinde dolanık parçacıklar bilgiyi anında iletebiliyor.

Bu konu hakkında çok daha uzun açıklamalar var ancak hepsini bir cevapta yazmam çok uzun olur maalesefki... umarım bu kadarı yardımcı olmuştur. Detayları için https://evrimagaci.org/uzak-mesafeden-urpertici-etkilesim-kuantum-dolaniklik-nedir-cisimler-birbiriyle-isik-hizindan-hizli-iletisim-kurabilir-mi-12183 bakabilirsiniz.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. Çağrı Mert Bakırcı. Uzak Mesafeden Ürpertici Etkileşim: Kuantum Dolanıklık Nedir? Cisimler Birbiriyle Işık Hızından Hızlı İletişim Kurabilir Mi?. (8 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 14 Ağustos 2024. Alındığı Yer: evrimagaci | Arşiv Bağlantısı
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close