Burada mesele tamamen kötülük problemi. Neye kötü diyoruz? Elbette bir bebek bile isteye kötülük yapmaz çünkü bunun bilincinde değildir. Ama annesi bezini değistirirken idrarını tutamaması herhangi biri tarafından kötü olarak tanımlanabilir. Bu sadece bast bir örnek.
Genel anlamda kötü nedir diye baktığımızda karşımıza; iyi niyet gütmeyen davranışlar olarak çıkabilir, ama bununla sınırlı değildir. Bebek örneğinde de olduğu gibi bazı davranışlar iyi ve kötüden bağımsız yapılabilir. Bu durum tıpkı kelebek etkisi gibidir, beklenmeden istemsiz sonuçlar doğabilir. Ama bu sonuçlar ne kadar kötü olursa olsun Çoğunlukla kişiye sorumluluk yüklemez.
Özet olarak Dostoyevski'nin Suç ve Ceza kitabında dediği gibi " Davranışlarımın âhlaki olup oladığı hitap ettiğim kitleye bağlıdır.[1]" yani bir davranışın ne kadar kötü olup olmadığı etkilediği kişiye ya da kitleye göre değişir, bunun sebebi evrensel bir ahlak yasası olmamasındandır.
Son söz olarak, insanın köttülüğü seçtiği durumlar bir terçih meselesidir yani iradeye bağlıdır. Belli bir yaşa gelmeyen bireyler de bu tercihi gerçekleştiremez.
Bir insana 'kötü' diyebilmek için ciddi sebepler olması gerekir. Bu sebeplerin yanında derinlere inilmeli ve Kant'ın ahlak yasası gibi niyete ve nedenlere bakılmalıdır.
Kaynaklar
- F. İ. Dostoyevski. Suç Ve Ceza. Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.