Diyelimki ben kitap yayınlayacağım ve bu komiteye sunuldu. Ne belli bu komitenin benden daha iyi niyetli olduğu? Ne belli bu komitedeki üyelerin benden daha akıllı olduğu? Ne belli benden daha dürüst olduğu? Ne belli benden daha faydalı olduğu? Bu komitenin üyelerinin hem akıllı, hem iyi niyetli, hem halk için neyin faydalı olduğunu bilen, hem dürüst ve adaletli olduğunu garanti altına almanın yolu var mı? Bugün faydalı zannedilenle yarın faydalı zannedilen hep aynı mıdır?
Hadi beni geçelim potansiyel okuyuculardan daha mı iyi bu komitenin üyeleri? Okuyuculara neyi okuyup neyi okumayacakları, onlar için neyin faydalı neyin zararlı olduğuna karar verebilecekleri bir konuma gelme haklarını nasıl veririz? Bu ancak çocuk kitapları için düşünülebilir. Bir yetişkinin kendisi için doğru veya yanlışı bilemeyeceğini kabul edersek o yetişkini nasıl eşit vatandaş gibi göreceğiz? Açıkçası ben bir kitap yazacak olsam böyle bir komiteyle uğraşmak istemezdim.
Ayrıca yaşadağımız ülkede benzeri yetkilere sahip RTÜK diye bir kurum var. Bu kurumun bu yetkiyi ne kadar rezalet bir biçimde istismar ettiğini, ilgilendiği alanı ne kadar yozlaştırdığını görünce bir Türk'ün böyle bir şeyi arzulaması bana hiç mantıklı gelmiyor. Eğer böyle bir komiteyi onaylayacaksak demokrasiden vazgeçmeliyiz. Ülke yönetimi için oy kullanabilecek yeterlilikte olduğunu düşündüğümüz bir insanın gerek ahlaken, gerek yaşamında, gerek gerçeklik anlayışında başkalarının güdümüne ihtiyaç duyduğunu düşünemeyiz. Ya biri, ya biri.
155 görüntülenme