Her ne kadar Öncül Analitik Felsefe Dergisi analitik felsefe odaklı bir dergi olsa da ve kıta felsefesiyle aramıza mesafe koysak da meseleye bu şekilde yaklaşmak fazla indirgemeci yaklaşmak olur. Çünkü kıta felsefesi çok büyük bir gelenek ve elbette bu gelenek içinde birbirinden çok farklı üsluplara ve felsefi yöntemlere sahip düşünürler var. O nedenle kıta felsefesi düşünürlerinin hepsini bir kefeye koyup "hepsi şöyledir" dememiz doğru olmaz. Kıta felsefesinin geneline dair yaklaşık olarak doğru denebilecek genellemeler yapılabileceğini kabul ediyoruz ama.
Metaforik eleştiriyle kastettiğiniz şeyi tam olarak anlayamadım. Kıta felsefecilerinin sadece karşı tarafı açık olmayan bir üslupla eleştirdiklerini ve eleştirilerinin üstüne bir şey koymadıklarını mı anlamalıyız bununla? Eğer denen şey buysa bunun kesinlikle yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Pek çok kıta felsefecisi kendilerine has düşünceler ve argümanlar öne sürdü. Kıta felsefesinde eleştiri tarafı daha fazla ağırlık taşısa bile yaptıklarının bundan ibaret olduğunu söylemek fazla iddialı olurdu.
Yorumlama yapma konusuna gelelim. Kıta felsefesinde belli düşünürler etrafına kümelenmenin daha yaygın olduğu ve şu ya da bu filozofu yorumlamanın ya da anlamanın yeni biçimlerini bulmanın çok ciddi bir uğraş olarak görüldüğü doğru görünüyor. Dahası, belki Türkiye gibi yerlerde yorumlamanın ötesine geçip düşünce üretme konusunda ciddi bir yetersizlik olduğu da söylenebilir. Ama bu bile kıta felsefesinin sadece metaforik eleştiri veya yorumlamadan ibaret olduğunu göstermeye yetmeyecektir.