Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Aysel Koç
Üye 28 Ekim 2 Cevap
2

Kıble ve Kibele kelimelerinde ki benzerlik tesadüf mü?

642 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 28 Ekim

Kıble ve Kibele kelimeleri kulağa benzer gelse de aralarında kökensel bir bağ bulunmuyor; bu benzerlik büyük ihtimalle sadece bir tesadüf. Kıble sözcüğü, Arapçadan geliyor ve İslam’da namaz kılarken dönülen yönü ifade ediyor. İslam’ın erken dönemlerinde ortaya çıkmış bu kelimenin Anadolu’nun veya Yunan kültüründeki tanrıçalarla alakası yok.

Öte yandan Kybele ya da Kibele Anadolu kökenli bir bereket ve doğa tanrıçasını anlatan bir terim. Başta Frigler olmak üzere birçok medeniyette doğanın bereketin ve şehrin koruyucusu olarak yer almış, sonrasında Yunan ve Pers dünyasında evrensel ana tanrıça olarak benimsenmiş.

Eski Arap dünyasında dinler arasında hem çoktanrıcılık hem de bazı tek tanrı inançları vardı. Güney Arabistan’da, Allah’a benzer anlamlar taşıyan Rahman gibi isimler de kullanılıyordu. Ancak yönelerek ibadet etme alışkanlığı İslamiyet öncesinde yaygın değildi. Kâbe’nin kıble olarak belirlenmesi ve bu yönelmenin önemli bir ritüel haline gelmesi İslamiyet’in ilk yıllarında oluştu ve Müslümanlar için özel bir anlam kazandı diye biliyorum ancak bu işin profesyoneline sormak lazım tabii. Belkide başka bir kökeni vardır kıble teriminin, ben bilmiyorumdur emin değilim.

Tüm Reklamları Kapat

120 görüntülenme

Kaynaklar

  1. S. O'Meara. The Kaʿba As Qibla. (1 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 28 Ekim 2024. Alındığı Yer: OUP Academic doi: 10.3366/edinburgh/9780748699308.003.0002. | Arşiv Bağlantısı
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İlhan Taşlı
Tarihe Meraklı 29 Ekim

Sorunuz ilginç ve güzel. Öncelikle sorunuzun cevabını yazılı tarihi kayıtları delil gösterek net bir şekilde vermek pek mümkün değil. Ancak pek çok tarihi rastalantı, benzerlik ve kısmen yazılı tarihin anlatıları/delilleri ile yorum ve çıkarım yapmak mümkün olabilir.

Pek çok Anadolu şehrini ziyaret ettim. Bu ziyaretlerimde fırsat buldukça ilk uğradığım yerler arkeoloji müzeleri olur. Dönemlerine göre sınıflandırmış buluntularda ilk dikkatinizi çeken benzer özellikleri, görselliği taşıyan kalıntılar olmasıdır; bunların başında kocaman kalçaları, iri göğüsleri olan tanrıça figürleri gelir. Özellikle Konya'da bulunan ve Çatalhöyük kazılarında çıkarılmış olan tanrıça kadın figürü dikkat çekicidir. Elbette yazılı tarih olmadığından bu tanrıçaların isimlerinin ne olduğunu bilmiyoruz. Fakat unutulmaması gerekir ki her kültür ve inanç sonraki nesilleri derinden etkilemiştir. Etkilendiklerini birbirine benzer anlatı ve hikayelerden anlayabiliyoruz.

Helmut Uhlig'in "Tanrı Başlangıçta Tanrıçaydı" kitabında [1] anlatıldığı üzere kadının doğurganlığı sembolik olarak yaradılışı, doğuşu, bereketi, yaşamı simgeliyor olabilir. Çatalhöyük kazılarının haricinde, kadını simgeleyen figürlerin avcı toplayıcı döneme kadar uzandığını biliyoruz. Dönemin düşünce tarzına göre her şeyin başlangıcı/doğumu, hatta var olan tanrılar dahi "kutsal bir tanrıça tarafından doğurulmuştur" fikri hakim olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Şu ana kadar anlattıklarımızdan şu sonucu çukarmak mümkün: Her ne kadar Kibele Frig kültürüne atfedilse de bu tanrıçanın geçmişi çok eskiye gitmektedir. Dönemin yazılı tarihi sayesinde, bu tanrıçanın adının Kibele ve temel özelliğinin doğumu, başlangıcı ve bereketi simgeleyen ana tanrıça olduğunu biliyoruz. Frigler M.Ö. 690 yılında Kimmerler tarafından yıkılmış olsa da Frig dönemi öncesi ve sonrasında benzer özelliklerde olan ana tanrıça figürü hep karşımıza çıkar. Sümer ve devamındaki medeniyetlerde İnanna/İştar/Demeter, Mısır kültüründe İsis, Helen kültüründe Artemis , Roma döneminde Diana olarak görmek mümkün.

Bu kısımda sorumuzla alakalı bir durumla karşılaşıyoruz. O da Kibele'yi neyin simgelediğidir. Eldeki buluntulara göre ana tanrıça genelde yanında iki aslan ile sembolize edilmiştir. Fakat yazılı kayıtlardan anlaşıldığı üzere siyah parlak bir taş da işin içine girmiştir. Muhtemeldir ki Frigler döneminde bölgeye düşen bir meteorun ana tanrıça tarfından gönderildiği düşünülmüştür. 4-5 parçaya bölündüğü ve metal alaşımların ağırlıkta olduğu anlaşılan bu taş atmosferden geçerken aşırı ısınması neticesinde siyah ve pürüzsüz bir hal almıştır. Parçalara ayrılan bu taşın bir tanesinin günümüz Efes bölgesinde bulunması nedeniyle Artemis tapınağının inşa edildiği düşünülür. Ve gene Roma kayıtlarından anlaşıldığı üzere Artemis tapınağında bulunan bu taş M.Ö. 204 yılında Roma' ya götürülmüş ve ismi Magna Mater, yani Kaz Dağlarının Büyük Anası olarak anılmıştır. Araya ilginç bir rastlantı daha ekleyeyim: Magna Mater adına yapılan en büyük tapınak bugün Vatikan olarak bildiğimiz yerdedir ve Vatikan kutsal yapıları bu tapınağın üstüne inşa edilmiştir.

İlginçlikler ve rastlantılar bu taş ile bitmiyor. Hristiyanlığın ilk yayıldığı yıllarda Roma da yapılan ilk tapınak Aziz Petrus adınadır ve bu kişi en büyük havarilerden olup ilk papa olarak kabul edilir. Kutsal İncil kitabında "Elçilerin İşleri" kısmında en çok anlatılan gene bu kişidir. Kudüs ve civarında yaşayan Aziz Petrus'un gene o bölgeye yakın Petra şehrinden göç ettiği düşünülür ve adını da gene bu şehirden aldığı bilinmektedir.

Konuyu kavrayabilmek için Petra'dan biraz bahsedelim. Tarihte M.Ö.4 yüzyılda Arap halkları/ bedevileri tarafından kurulduğu düşünülen bir medeniyet, Nebatiler: Ticaret yollarına hakim olması nedeniyle zenginleşen, başkenti Petra olan bir ülke. Bu kültürün de gene benzer bir tanrıçası var. Eldeki kayıtlara göre El'lat/Al'lat, Ka'ab veya Ka'ba olarak biliniyor. Ve gene çok ilginçtir bu tanrıçayı sembolize eden gene siyah parlak bir taş. Zamanla bölgenin Roma hakimiyetine girmesi ve ticaret yollarının kontrolünün Nebatilerin elinden çıkması nedeniyle Petra önemini yitiriyor. Üstelik Hristiyanlığın Roma sayesinde yayılması ve bölge yerel halklarının da Hristiyanlaşması neticesinde az sayıda pagan dinini yaşatan bir topluluğun bir şekilde Petra'ya gelen siyah taşı gözlerden uzak bir bölgeye yani Mekke'ye götürdüğü düşünülüyor. İslamın ilk yıllarında Mekke'de bulunan en büyük tanrıça putların Lat, Uzza ve Menat olduğu zaten biliniyor, yani Petra şehrindeki tanrıçalar ile Mekke putlarının tanrıçaları aynı ismi taşıyor.

Günümüz İslam inancına göre; Kabe'nin kutsallığı Hacer-ül Esved taşından gelmektedir ve namaz ritüeli Dünya'nın neresinde olursanız olun Kabe'ye yani Hacer-ül Esved'e yönelerek yapılır. Günümüz Arap dilinde" kıble" kelimesi "kbl" kökünden yön, taraf, yönelme olarak türetildiği düşünülür. Bu kelime kökünün, geçmişte bir tanrıça ismi olen "Kibele" isminden fiile dönüşüp dönüşmediğinden emin değiliz. Ancak bu kadar rastlantı ve benzerlik gerçekten ilginç.

Kaynaklar

  1. H. Uhlig. Tanrı Başlangıçta Tanrıçaydı: Dişilin Dünya Dini. ISBN: 9789944330985.
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close