Öfkenin temellerini biyolojik-genetik ve sosyal öğrenme olarak açıklayabiliriz. Biyolojik genetikte beyindeki dürtü ile ilgili merkez daha aktif olan insanlar daha çabuk öfkelenir. Sosyal öğrenmede ise şu örneği verebiliriz. Varsayalım babanın bir haksızlığa uğradığı durumda gösterdiği yaklaşımda çocuk neye nasıl tepki vereceğini öğrenir. Dolayısıyla sosyal otorite figürlerinin tepki tarzı kişinin öfkeyi nasıl ifade edeceğinde belirleyicidir.
Ayrıca insanlar arasındaki biyolojik farklılıklar özellikle stres hormonlarını nasıl ve ne sürede yıktığı öfke seviye ve süresine de etki etmektedir. Stres halinde adrenalinden kortizole bir çok farklı hormon salgılanır ve bu hirmonlar kalp atışı hızı, nefes alma, kasların kaçmaya veya savaşmaya hazırlanması şeklinde vücutta ki mekanizmaları harekete geçirir. Stres atlatıldıktan sonra ise bu hormonların salgılandığı organlara geri bildirimiyle hormonların salgılanmasının kesilmesi ve kandaki hormonun yıkımlanması başlar. Geri-bildirim ve hormon yıkımlanma metabolizması bireyler arasında farklılık gösterir. Hormonları daha uzun sürede yıkımlanan birey daha uzun süre öfke gösterecektir.