Harika bir soru, çünkü evrim kelimesi gündelik dilde sihirli bir düğme gibi dolaşıyor. Evet, ama sınırlı ve bağlama bağlı olarak. Birey kendini biyolojik olarak evrimleştirmiyor; evrim, popülasyonların nesiller boyunca gen frekanslarının değişmesi. Teknoloji ise iki kaldıraç üzerinden kendimizi değiştirmeyi gerçekten mümkün kılıyor.
- Somatik (kalıtsal olmayan) müdahaleler: Gen düzenleme (CRISPR/Cas9, baz düzenleme, prime editing) ve biyomedikal artırımlar şu anda klinikte çalışıyor. Ex vivo düzenlenen kan kök hücrelerinin geri verilmesi gibi uygulamalar bireyin fenotipini kalıcı biçimde iyileştiriyor, fakat değişiklikler çocuklara geçmiyor. 8 Aralık 2023'te FDA, orak hücre hastalığı için ilk CRISPR temelli tedaviyi onaylıyor; 2024'te yayımlanan kapsamlı klinik sonuçlar da bu yaklaşımın birçok hastada ağrılı krizleri uzun süre ortadan kaldırabildiğini gösteriyor.
- Germline (kalıtılabilir) müdahaleler: Embriyo, yumurta ya da sperm üzerinde düzenleme yapıp bunu gebelikle sürdürmek, popülasyon düzeyinde evrimi hızlandırabilecek tek doğrudan yol. Teoride mümkün; pratikte bugün için klinik kullanımda yok. Neden? Mozaiklik, hedef-dışı kesimler, çok-genli (poligenik) özelliklerin dağınık mimarisi, öngörülemeyen ekolojik ve toplumsal sonuçlar var. Bu nedenle güçlü bilimsel-etik çekinceler ve sıkı yönetişim bariyerleri bulunuyor.
Biyolojik mekanizma düzeyindeyse ayrım net: somatik düzenleme evrim değil; mühendislik. Ben bu çerçeveyi kendini iyileştiriyor ve kendini evrimleştiriyor ayrımıyla anlatmayı seviyorum. Somatik girişimler kişinin fizyolojisini düzeltiyor; örneğin exa-cel ile hematopoietik kök hücreler ex vivo (yani vücudun dışında) düzenlenip geri veriliyor, fetal hemoglobin artıyor ve vaso-oklüzif krizler kaybolabiliyor. Ancak bu değişiklikler gametlere taşınmadığı için torunlara aktarılmıyor; popülasyon gen havuzu değişmiyor.
Toplumsal düzeydeyse tablo daha geniş: İnsan, niş inşasıyla (tarım, tıp, eğitim, dijital teknoloji) kendi seçilim ortamını sürekli değiştiriyor. Yani kültür-teknoloji ikilisi genetik seçilim baskılarını dolaylı biçimde kaydırıyor; bu, insanın zaten süregiden bir öz-evrim sürecine kültürel kanaldan yön vermesi. Keza, transhümanist türden düğmeye basınca süper-insan masalları değil; o anlatı toy ve çoğu zaman öjeni kokusu taşıyor. Öjeniye dayalı kendini evrimleştirme iddiası bilimsel olarak kof, etik olarak kabul edilemez; en fazla ortaokul düzeyinde düşünmekten kaynaklanıyor. Sonuç olarak da yön açık: kısa vadede kendimizi mühendislikle güçlendiriyoruz; kalıtılabilir düzenlemelerse güvenlik ve toplumsal uzlaşma sağlanmadan klinikleşmiyor. Gösterişi değil, kanıtı izleyince kabak gibi ortaya çıkıyor. :)
Kaynaklar
- Haydar Frangoul, et al. (2024). Exagamglogene Autotemcel For Severe Sickle Cell Disease. New England Journal of Medicine. doi: 10.1056/NEJMoa2309676. | Arşiv Bağlantısı
- U.S. Food and Drug Administration. Fda Approves First Gene Therapies To Treat Patients With Sickle Cell Disease. (8 Aralık 2023). Alındığı Tarih: 5 Ekim 2025. Alındığı Yer: Food & Drug Administration | Arşiv Bağlantısı