Ses dalgaları kulak zarını ve küçük kulak kemiklerini titreştirir. Bu kemikler ise oluşan bu titreşimleri beyne işitsel sinyal olarak gönderen kokleaya iletir. Duymamızı sağlayan bu iletime "hava iletimi" diyoruz. Çevremizdeki tüm insanların sesini bu şekilde duyuyoruz.[1]
Bu noktada tek istisna ise kendimiziz. Çünkü konuştuğunuzda oluşan ses beyninize dışarıya çıkan sesten daha farklı şekilde iletilir. Bunun sebebi ise hava iletimi aracılığı ile kulağımızdan beynimize ulaşan sese ek olarak sesin çoğunun kafatası kemiklerimiz aracılığı ile iletilmesinden kaynaklanıyor. Konuşurken çıkardığımız ses, kemiklerimiz yoluyla doğrudan beyne sinyal olarak aktarılıyor. Aynı zamanda dışarıdaki sesi de alıyoruz ve aslında tek sesi iki farklı biçimde duymuş oluyoruz. Arkadaşının da bu şekilde olmasının sebebi aynı nedenden kaynaklanıyor.
Elbette bir kayıtla duyduğu sesi daha çok seven insanlar olacaktır ancak büyük bir kesim kendi duyduğu sesi daha çok seviyor. Kendi sesimiz hem dışarıdan hem de kendi içimizden duyduğumuz bir sesin karışımı. Bu da sesimizin çok daha derin ve zengin olmasını sağlıyor. İki ses karşılaştırıldığında dışarıya çıkan sesin daha ince ve daha yüksek perdeye sahip olduğunu görüyoruz. Bu farklı ses ise çoğu kişi için ürkütücü olabiliyor.
Buna ek olarak ise sesin kaydı sırasındaki mikrofon kalitesi de bunu büyük oranda etkileyen faktörler arasında.
Kaynaklar
- Gürhan Kulaklı. Kendi Sesimizi Bir Kayıttan Dinlediğimizde Neden Farklı Duyarız?. Alındığı Tarih: 18 Nisan 2023. Alındığı Yer: Webtekno | Arşiv Bağlantısı
- Bilim Genc. Ses Kaydımızı Dinlediğimizde Sesimizi Neden Kendi Duyduğumuzdan Farklı Algılarız? | Tübitak Bilim Genç. Alındığı Tarih: 18 Nisan 2023. Alındığı Yer: Bilim Genc | Arşiv Bağlantısı