Katlı oranlar kanununun tanımlandığı zamanda henüz atom kavramı bilinmiyor. Bileşik formülleri de bilinmiyor. O dönem sadece farklı elementlerin -her nasılsa- belli oranlarda birleşerek bileşik oluşturmalı idi. Hatta Dalton'un ilk düşüncesi element atomlarının 1:1 birleşerek bileşik oluşturdukları yönündeydi. Proustun tanımladığı sabit oranlar kanunu bir bileşikte elementlerin kütle oranlarının belli olacağı şeklindeydi. Ancak bizzat dalton aynı elementlerin farklı kütle oranlarında da bileşikler oluşturabildiğini gördü. O halde bu bileşiklerin birbirinden farklı şeyler olması gerektiği açıktı. Dalton buradan illa atomların 1:1 oranında birleşmesine gerek olmadığı sonucuna ulaştı. Daha sonra Avogadro'nun birleşen hacim oranları gibi kanunlarla ilk fikirlerini değişiklikler gerçekleştirerek kendi atom kuramını geliştirdi. Bir çok bileşiğin kütlece birleşme oranlarını kullanarak bilinen elementlerin bağıl kütlelerini yani birbirlerine göre kütle oranlarını belirledi. Yani evet. Bugün katlı oranlar kanunu ile hesaplama yapmak çok gerekli değil. Ancak tarihsel önemi var. Tarihsel süreçte atom fikrinn gelişiminin anlaşılması için katlı oranlar kanunu da bilinmeli.
Ortaöğretim programında da gerçekte katlı oranlar kanunundan sadece tarihsel olarak bahsedilmesi isteniyor ancak piyasa soru bankası denen çöplerle dolu olduğu için bir lise öğrencisi kavramın anlaşılmasına hiç katkısı olmayan eziyetlerle uğraşıyor.