Kaslan nedir? Gerçekten de insan katkısı olmadan tesadüfen bir çifleşme sonucu mu ortaya çıkmıştır?

Dünya'nın İlk Beyaz Aslan ve Beyaz Kaplan Melezleri Olan ''Beyaz Kaslan'' Doğdu!

Dünyanın ilk beyaz kaplan-aslan melezleri ABD'de dünyaya geldi. Günde yarım kilo alarak büyüyen yavruların, yetişkinliklerinde dünyanın en büyük kedileri olmaları da bekleniyor.

Yeti, Odlin, Sampson and Apollo... 6 hafta önce ABD ’nin Güney Carolina Eyaleti’ndeki Myrtle Beach Safari Park’ında doğan 4 minik yavru, kediler aleminin yeni yıldızları. Çünkü onlar ‘nadirler içinde en nadir’ olanlar.

Yavruların babası Ivory adlı bir beyaz Afrika aslanı. Anneleri ise Saraswati adındaki beyaz Bengal kaplanı. Dünya yüzünden 300 kadar beyaz aslan ve 1200 beyaz kaplan yaşıyor. Kaplan ve aslan melezi ‘kaslan’ ailesinin ise çoğu hayvanat bahçesi ve safari parklarında olmak üzere 1000 kadar üyesi bulunuyor. Ancak beyaz bir aslan ile beyaz bir kaplanın melezleri, bir ilk.

Amcaları da Rekortmen

Ortalama 6-7 kilogram ağırlığında doğan yavrular hızla kilo alıyor. Yavruların hepsi erkek ve hepsinin kendine özgü şahsiyetleri şimdiden belirgin. En ufak tefek yavru Apollo, küçük bir kedi yavrusu gibi davranışlar sergiliyor. En iri yarı yavru Yeti ise baskın ve ilgi odağı olmaya meraklı.

Yavruların amcası Herkül, 418 kilogramlık ağırlığıyla bir dev. Guinness Rekorlar Kitabı’na da dünyanın en büyük kedisi olarak girdi. Bakıcılar, Yeti’nin büyüdüğünde amcasının rekorunu kırabileceğini düşünüyor.

Yüzmeyi Seven, Sosyal Kediler

Kaplan-aslan melezi kaslanlar büyük hayvanlar. Yavruların da 2 yaşına geldiklerinde ağırlıklarının 340-350 kg’ye ulaşmaları bekleniyor. Kaslanlar, iri cüsselerine rağmen kaplanlar gibi yüzmeyi seviyorlar ve aslanlar gibi sosyal hayvanlar.

Evrim Ağacı Eklemesi: Kaslanlar, Modern Tür Tanımını Doğruluyor

Eskiden kullanılan ve liselerde halen yaygın olarak öğretilen biyolojik tür tanımına göre birbiriyle çiftleşebilen ve verimli döller verebilen canlıların aynı tür olduğu düşünülmekteydi. Bu, genel bir yaklaşım açısından faydalıydı; ancak evrimsel birçok gerçeği göz ardı ediyordu. Darwin'in Evrim Kuramı'nı ortaya koymasından sonra gelen bilim insanları, türlerin evrimsel özelliklerini ve birbirleriyle ilişkilerini daha iyi anlamaya başladıklarında, biyolojik tür tanımının hataları da ortaya çıkmaya başladı. Günümüzde, evrimsel biyoloji sayesinde biliyoruz ki, birbiriyle aynı tür olmayan ancak genellikle yakın akraba olan türler, birbirleriyle çiftleşebilir ve hatta verimli döller verebilirler, yavruları da üreyebilir. Hibritleşme (melezlenme) denen bu olay, bu haberde de gördüğümüz gibi yavrular doğurabilir.

Darwin, Türlerin Kökeni isimli eserinde, bazı bitki türlerinin melezlenmesinden doğan yavruların, çok verimsizden tutun da, ebeveynlerinden daha bile verimli olabilecek şekilde geniş bir yelpazede olduğunu anlatmakta, kendi deneylerinden bahsetmektedir. Benzer şekilde, atlar ile eşeklerin çiftleşmesi sonucu oluşan katırların her zaman kısır olduğu iddiası da yanlıştır. Çok nadir de olsa, iki katır çiftleşerek verimli bir katır elde edebilirler; ancak sayıları çok az olduğundan, bir popülasyon geliştirmeleri çok zordur. Yine benzer şekilde, aslan ile kaplanın çiftleşmesinden doğan yavrular (kaslanlar) çoğu zaman verimli olabilmektedir.

Yani günümüzde türler, sadece birbirleriyle çiftleşebilirliklerine göre değil, bununla birlikte evrimsel geçmiş, genetik yapı, ekolojik niş, morfolojik özellikler gibi sayısız unsura bağlı olarak belirlenmektedir. Bu tür tanımına günümüzde filogenetik tür tanımı veya evrimsel tür tanımı adını veriyoruz. Yani evrim, sayısız diğer bilimle birlikte, taksonomi alanının da ufkunu genişleten bir gerçek olarak bilim tarihine geçmiş bulunmaktadır.