Kara da, delik de olmayabilir!
Kara oluşunun izahı, kendisine yönelen ışığın geri yansıyacağı bir niteliğe sahip olmayışı yahut ışığı da yutacak denli bir çekim gücüne sahip oluşu. Neticede ışığın yolu evrensel düzlem ve ışık esasında hep düz ilerler. Ancak kara deliğin kendisi evrensel düzlemi dahi eğecek güce sahip var sayıldığından ışık da bu düzlemi takip ederek karadeliğin içinde kayboluyor.
Buradaki kaybolma mecazidir ve esasında ışığa ne olduğu ile ilgili elimizde bir veri yok, sadece olasılıklar var.
Delik oluşunun izahı ise gerçek anlamda bir delikten kaynaklı değil, içine giren her şeyin, sanki öbür tarafı delik ve başka bir evrene açılıyormuş gibi yutulmasıdır. Fakat bu yutulma benzetmesine vesile olan şey nedir, gerçekten başka evrenlere açılan bir kapı mıdır yoksa orada evrensel yasaların olağan hali ile işleyip bizlerin henüz bunun neden sonuç ilişkisini kuracak yeteri veri ve gözlemden yoksun oluşumu bu ifadelere sebep henüz bilmiyoruz. Sadece tahminde bulunuyoruz. Ancak bu tahminlerimizi sınayıp doğrulatacak, şua an elimizde matematik dışında ne yazık ki bir araç yok.
Ancak matematik, bugüne kadar birçok olguda önümüze ışık oldu ve öngörülerimizi doğruladı. Fakat bu her zaman böyle olacak anlamına gelmez. Söz konusu evren ve kara delikler olunca ne yazık ki istisna kaideyi bozabilir.
Kara delikler aslında, işleyişini henüz bilemediğimiz sıradan fakat devasa gök cisimler de olabilir, başka evrenlere açılan kapılar da. Hatta maddi evrenimizin geri dönüşüm fabrikaları da… Ancak şu an itibarı ile kesin olan iki şey var: ilki orada duran ve kara delik sıfatını hak eden bir olgunun olduğu, ikincisi ise ne olup ne olmadığı ile ilgili, kesin ve somut bir veriye sahip olmadığımız.
Yoksa kara delikler ile ilgili olay ufku da, tekillik de hatta her şeyi yutacak denli bükülen uzay-zaman dokusunun kendisi de matematiksel temeli ağır basan birer teoriden ibarettir.
Şayet suyun başını tutanlar türümüzün önüne iradi olarak bir engel çıkarmaz ise, karadelikler ile ilgili muammanın çözümünün çok uzak olduğu kanısında değilim. Evrensel zaman dilimi itibarı ile…Sevgiyle…