Işık, kütlesi olmayan foton adlı parçacıklardan oluşur. Bu parçacıkların eş zamanlı olarak dalga özelliğine sahip olması, ışığın elektromanyetik (Maxwell) denklemlerine uymasına izin verir. Işığın dalgaboyu (ya da frekansı), bizim gözlemleyebildiğimiz rengini belirler. Belli bir frekanstaki bir ışık huzmesinin enerjisini ise, o huzmeyi oluşutran fotonların sayısı belirler.
Sıcak yüzeylerden saçılan karacisim ışımasındaki fotonların frekansı yüzeyin sıcaklığıyla ilintili, dolayısıyla Güneş ışınlarının "rengi" aslında hep aynı. Ancak gün doğarken ve batarken, Güneş ışınlarının atmosferimizde kırınması yüzünden yeryüzüne daha uzun dalgaboylu fotonlar (kırmızı-sarı) erişiyor.
Gün içinde durum daha farklı. Göğe baktığımızda aslında ışık görmemeniz gerekirken, yine atmosferde gerçekleşen Rayleigh saçılması kısa dalgaboylu fotonları (mavi) yeryüzüne saçıyor. O yüzden gökyüzü gündüz mavi gözükür.
Güneş battıktan sonra gözlemlenen yine Rayleigh saçılması. Yani Güneş ışınları zaman içinde enerji kaybetmiyor, kazanmıyor. Sadece biz tüm spektrumun bazı kısımlarını farklı zamanlarda gözlemleyebiliyoruz.