Bu tipte sorular sıkça sorulur ve tek nedeni özel göreliliğin ilkelerinin doğru anlaşılmamış olması. Tek bir zaman kavramından söz edildiğinde bu problem ortaya çıkıyor. Ne demek istiyorum? Göreli kelimesi zaten bir kıyası içeriyor, bu nedenle iki tane zaman olmak zorunda. Bunlardan biri sabit duran gözlemci için geçen zaman, diğeri hareketli olan nesne için geçen zaman. Hareketli olan nesne için daha az zaman geçerken, sabit olan için daha uzun zaman geçiyor. Örnekle açıklayacak olursak, ikizler paradoksu ele alınabilir.
Aynı yaştaki iki ikizden birini ışık hızına yakın bir hızda bir yere gönderirseniz, geri geldiğinde Dünya'da kalan ikizini kendinden yaşlı bulacaktır. Dolayısıyla hangi referans sisteminden ölçüm yaptığınız önemlidir. İki olay da aynı anda başlar aynı anda biter ama tecrübe ettikleri zaman farklıdır. Fakat ışık hızına yakın hızda seyahat eden ikiz, zamanı yine aynı deneyimler, bir fark hissetmez. Dolayısıyla karşılaştırma yapana kadar bunu anlamazsınız bile. Evet ışık hızına yaklaştıkça zaman kısalıyor, fakat sonsuza kadar kısalıyor. Lakin kendi içerisinde her şey aynı şekilde yavaşladığı için, yine zamanı deneyimliyor. Kaldı ki zamanın var olmadığı bir nokta olsaydı, zamanla ilgili bir problemi düşünmek de manasız olurdu.
Sorunun diğer kısmı ise vektörlerle ilgili. Hız, vektörel bir niceliktir yani bir yönü vardır. Dolayısıyla yapılan hesaplar da birbirlerine yakınlaşma ve uzaklaşmayı hesaba katmayı gerekiyor. Lakin yöne bir bağımlılık yok, yani şu yönde giderken zaman yavaşlıyor ama öbür yönde daha az gibi bir durum söz konusu değil. Aşağıya detaylı bir yazı ekliyorum.
Kaynaklar
- E. C. Karanfil. Özel Görelilik: Uzunluk Büzülmesi Ve Müonlar. (24 Mart 2021). Alındığı Tarih: 24 Mart 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı