Bunu yıllar öncesinde deneyimlemiş bir birey olarak yazıyorum.
Hayat bizim tecrübe ettiğimiz veya etmediğimiz bir çok zorluklarla dolu. Öyle ki bu zorluklar karşısında bazen güçsüz olduğumuzu hisseder ve bu zorluklarla başa çıkamayacağımızı düşünürüz. Gerçek nedir peki?
Bizler güçsüz olduğumuzu hissettiğimiz anlarda mutlaka destek almalıyız. Bu destek bazen yakınımız, bazen hayatı paylaştığımız kişiler olabilir ama en doğrusu da sanırım bu konuda uzmanlık yapmış bilim adamları olacaktır. Fakat her şeyden önce yaşamak gibi insanın ve tüm canlıların mücadele içerisinde olduğu bir olgudan neden vazgeçmeyi düşünüyoruz bunu netleştirmemiz gerekir. Belki bu sebebi hayatımızdan bütünüyle çıkaramayabiliriz ama bu sebebi hayatımızı sonlandıracak bir sebep olmaktan çıkarabiliriz.
Ben yazımın başında böyle bir şeyi deneyimlediğimden bahsetmiştim. Peki bu süreçte hayatımı sonlandırmayı düşündüğüm sebepler ortadan kalktı mı? Hayır... Ben o sebeplerin aslında bir çok insanın hayatında olabileceğini, bu sebeplerde mücadele etmem gerektiğini ve bunların hayata veda etmek için bir sebep olmadığını öğrendim. Keşke bunu tecrübe etmeden öğrenebilseydim. Keşke bu desteği işin uzmanından, kendimi güçsüz hissettiğim ilk anda almış olsaydım.
Doğaya baktığında hayatta kalmak için sürekli savaşan canlılar görürüz. Bir çok hayvan beslenirken bile başka hayvanlara yem olmamak için tetiktedir. Doğanın en zeki hayvanı olarak, hayatta olmamızın diğer bir çok türe göre üremek dışında da amacı vardır. Bizler üretmek (bilgi) zorundayız. Daha gidecek çok yolumuz, daha keşfedilecek çok diyarımız, daha MUTLU olacak çok anımız ve daha içilecek çok kahvemiz var....