Filtre balonları ciddi bir paradoksal durum yaratıyor. Bir birey, A ve B ögeleriyle ilgilendiği için söz konusu filtre balonları bireyin önüne sürekli olarak A ve B ile ilgili unsurlar çıkartıyor. Bu bağlamda, birey aslında mutlu oluyor. Çünkü ilgilendiği şeyleri, dünyanın merkeziymiş gibi görüyor. C ve D ögeleri ise bu bireye gösterilmediği için, birey bu ögelere hiç maruz kalamıyor. Doğal olarak da bu ögelerle ilgili düşünce geliştiremiyor. A ve B ye giderek daha çok bağlanıyor. Bunun sonucu olarak filtre balonları da gitgide daha sert biçimde çalışarak her yeri A ve B'den ibaretmiş gibi gösteriyor. Yani sürekli olarak birbirini besleyen bir durum söz konusu ve bu durum aynı zamanda düşünce bazlı kemikleşmeye sebebiyet veriyor.
Oysa ki bir şeyi kabul etmenin ilk unsuru o şeye maruz kalmaktır. Önce onu algılamak, daha sonra detaylandırmak ve daha sonra özüne inmek. Filtre balonlarıyla bu durum neredeyse sıfıra iniyor. Pek çok birey, gerçek hayatta da çoğu zaman kendi yaşam biçimine ve görüşlerine uygun insanlarla temas halindedir. Öteki olarak adlandırdığı kişilerle teması pek kısıtlıdır. Bilhassa üniversite okumamış kişilere bu oran çok yükselir. Üniversite hayatı, kozmopolit bir ortam sağlayarak bireylerin ufkunu ve görüşünü genişletir.
Filtre balonlarının kullanım sebebi, bireylere hoşlandıkları şeyleri göstererek daha mutlu olmalarını sağlamak ve onları daha çok internet başında tutmaktır. Hoşlanmadığı şeyleri bir bireye göstermek, sevmediği bir filmi zorla izletmeye benzer. Bu da kullanım oranlarını düşürebileceği için filtre balonlarını uygulayan platformların işine gelen bir durum değildir. Her ne kadar açık bir dünyada yaşıyor olsak da, bu açık dünya yalnızca en azından dünyanın açık olduğunun farkında olabilecek donanıma sahip olan kişiler için açıktır. Aksi halde birey kendi konfor alanı içerisinde sürekli aynı şeyleri besleyerek, aynı şeylere maruz kalarak ve aynı şeylerden mutlu olarak hayatını tamamlar.
Her şeye erişim imkanı olması ve açık kaynağın dolu olması, insanların onlara erişeceği anlamına gelmez. X mahallesinde sokak ortasında bedavaya dağıtılan bir giyim eşyası, Y mahallesinde yaşayan, hayatında mahallesinden çıkmamış ve mahalle dışında arkadaş edinmemiş birisi tarafından bihaber olunacaktır. Burada böyle bir şey var şuna bir bakayım demek düşüncesi bile hasıl olmayacaktır bireyde. Nitekim muhtemelen haberi de olmayacaktır. Öte yandan nispeten daha eğitimli ve en azından çevresinden haberdar olduğu halde bu durumun içinden çıkamayan kişiler daha tehlikelidir. Bilgi kaynaklarını, bilimselliğe veya doğruluğa göre değil ideolojiye göre kendi kafalarında ayrıca filtre ederler. Bu sayede kendi doğru ve güvenli olarak nitelendirdikleri bilgi kaynakları hariç diğer kaynakları tamamen ideolojik sebeplerle reddederler ve o kaynaklardaki bilgilere karşı kendilerini kapatırlar. Buradaki sorunun kaynağı, bunu ideolojik sebeplerle yapmalarıdır