İnternet aracılığıyla şiddet ve rahatsız edici içeriklere maruz kalmak bir kişinin zihniyetini ve ilgilerini çok ciddi ölçüde etkileyebilir ve genellikle olumsuz psikolojik sonuçlar doğurabilir. Araştırmalar medya şiddetine sık maruz kalmanın saldırganlık, kaygı ve şiddete duyarsızlaşmayı artırabileceğini göstermektedir. Bu tür olaylar haberlerde veya eğlencede tekrarlandığında etkileri daha da artar. Dijital platformlar üzerinden bu tür içeriklere erişim kişide daha önce ilgi duymadığı konulara merak uyandırabilir ve hatta bazı zararlı davranışların normalleşmesine neden olabilir.[1][2][3][4]
Bu soruya yorumumu eklemeden edemeyeceğim...
İnternet ya tabii. Bilgi çağının kutsal kâsesi... Neredeyse her şeye ulaşabiliyoruz değil mi? Tabii ki "her şey" derken kedi videoları, yemek tarifleri ya da ne bileyim erişmesi kolay ya türlü türlü sapkınlığın kol gezdiği mecraları kastediyorum.
İki kişinin canice katledilmesi...
Ağır psikolojik sorunları olduğu belirtilen ve 5 kez hastanede tedavi gören katil zanlısının nasıl taburcu edildiği araştırılıyor.
Beş kez mi? Beş kez hastanede yatmış ve yine de dışarıda sokaklarda dolaşabiliyor, elini kolunu sallayarak can alabiliyordu. Peki ya o hastanelerin kapıları, o beyaz önlüklü doktorlar, o ilaç kokan koridorlar ne işe yarıyordu? Bir canlının içindeki canavarlığı dizginleyemediler mi? Yoksa görmezden mi geldiler? Ha bir halt yapamıyoruz mu dediler, gebertin arkadaşım o zaman, gebertemiyor musunuz tıkın o zaman içeriye. Ben bu manyaklarla aynı yolda yürümek zorunda mıyım? İnsan hakları diye bağırmaya başlıyorlar bir de utanmadan gebertin diyince. Bu ne o zaman? Bir kızın (çok açık yazmak istemiyorum çünkü Googlebot'un minimal de olsa vahşetle ilişkilendirmesini istemiyorum) belirli parçalarını, belirli bir noktadan aşağı atması, insan hakları dahilinde olan bir şey mi? E tabii böyle sorunca da geri vites. Alıştık bu ülke yönetiminin yanarlı dönerli hareketlerinden. Bakın işte Özgecan'da da aynı muhabbet döndü ancak haber, anca tıklanma alalım, anca bağıralım sesimizi duyurmaya çalışalım... Ha sesinizi duyurmak kötü bir şey mi? Kesinlikle değil, olması lazım niyet kötü olmadıktan sonra. Ama bakın demek ki bir işe yaramıyormuş. Niye peki yaramıyor? Çünkü bu yapının zihniyeti aynı zihniyet, değişmiyor ki. Islık çalınca şeytan gelir, cinayet işleyince şeytan yaptırdı kafasıyla yaşayan bir düşünce yapısına sen ne yapsan da ne etsen de BOŞ! İngilizlerin bir lafı vardır; "You can lead a horse to water, but you can't make it drink." Atı pınara götürebilirsin ama kafasını suya sokup 'İÇ ŞUNU!' diye bağıramazsın... Boş boş...
Ve şimdi gel gelelim o görsele...
Türkiye suçluluk skorunda dünyada 14., Asya'da 6., Batı Asya'da 4. sırada yer alıyormuş. Yani suç konusunda neredeyse "liderlik" koltuğunda oturuyoruz! Tebrikler(!)... Bu "başarıyı" nasıl elde ettiğimizi sorgulamak gerekmez mi?
Adalet sistemindeki aksaklıklar, cezasızlık kültürü, ekonomik eşitsizlikler, eğitimsizlik... Tüm bunlar suç oranlarını artıran etkenler. Üstelik internet suçlular için yeni bir alan açtı. Siber suçlar, dolandırıcılık, nefret söylemi gibi suçlar internet üzerinden kolayca işlenebiliyor. Bulamıyorlar da ne hikmetse... Yok IBAN farklı kişinin adına kayıtlıymış da, yok telefona erişilemiyormuş da... Bırakın bu işleri ya, şirketlerin bile sahip olabileceği bilgilere siz erişemeyecekmişsiniz öyle mi :D Bizim siber güvenlikçilere versen bu dolandırıcıları, 2 güne adamın Sahelanthropus tchadensise kadar soy ağacını çıkarırlar be. İşimize geleni buluyoruz demiyorlar da... Neyse.
Ayşenur... Daha 19 yaşındaydı. Yeni bir aşka yelken açmıştı belki de. Hayalleri, umutları vardı. Genç kızın gülüşünü, neşesini kim söndürdü? Kimin haddineydi hayatının baharında onu soldurmak? Semih Çelik... Adı bile nefretle anılacak bir katil. Kendi karanlığına Ayşenur'u da sürükledi.
Katilin, poliste 3 suç kaydı olduğu da öğrenildi.
Üç suç kaydı... Ve yine de dışarıdaydı. Toplumun gözü önünde geziyordu. Bu nasıl bir adalet? Bu nasıl bir sistem? Suçlular korunuyor, masumlar can veriyor.
Eylül ayında 34 kadın, erkek şiddetinin kurbanı oldu.
Ya arkadaşlar, İsviçre'de yıllık cinayet oranı buralarda...
Kadın erkek ayırt etmiyorum, ne zaman cinayet haberlerini okumaktan kurtulacağız? diye bir soru sormak istiyor bir yanım ama cevabını bildiğim bir şeyi de sormak istemiyorum. Açıkçası benim pek ümidim yok, görüşlerini aldığım ve fikirlerine saygı duyduğum, bilge diyebileceğim insanların çoğu her düşüş bir yükselişin habercisidir diyor ama pek inanasım gelmiyor ne yalan söyleyeyim... Attık bi zar gidiyoruz bakalım, torbada çok zar kalmadı ama olsun.
Kaynaklar
- Verywell Mind. Here's How Violent Media Can Impact Your Mental Health. Alındığı Tarih: 7 Ekim 2024. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı
- APA. Violence In The Media: Psychologists Study Potential Harmful Effects. (1 Kasım 2013). Alındığı Tarih: 7 Ekim 2024. Alındığı Yer: APA | Arşiv Bağlantısı
- Y. Qiu, et al. (2024). Is High Exposure To Antisocial Media Content Associated With Increased Participation In Malicious Online Trolling? Exploring The Moderated Mediation Model Of Hostile Attribution Bias And Empathy. BMC Psychology, sf: 1-12. doi: 10.1186/s40359-024-01898-0. | Arşiv Bağlantısı
- C. A. Anderson, et al. (2017). Screen Violence And Youth Behavior. American Academy of Pediatrics (AAP), sf: S142-S147. doi: 10.1542/peds.2016-1758T. | Arşiv Bağlantısı